Karina Bulususu’nun yakın yıldızlarla imtihanı
Karina Bulutsusu içerisindeki büyük sütun-benzeri yapılara ait dikkat çekici gözlemler ESO’nun Çok Büyük teleskopu üzerindeki MUSE aygıtı ile gerçekleştirildi. Uluslararası bir ekip tarafından incelenen farklı sütunların benzer bir doğaya sahip Kartal bulutsusundaki ünlü Oluşum Sütunları’nın tersine yıkıcı özellikleri tespit edildi
Karina Bulutsusu’nun yeni görüntüsündeki sarmallar ve sütunlar yaklaşık 7500 ışık-yılı uzaklıktaki yıldız oluşum bölgesindeki dev gaz ve toz bulutlarıdır. Bulutsudaki sütunlar ESO’nun Çok Büyük teleskopu üzerindeki MUSE aygıtı kullanılarak, ESO’da doktora öğrencisi olan Anna McLeod liderliğindeki bir ekip tarafından gözlendi.
MUSE aygıtının güçlü yanı aynı anda bir nesneye ait ışığın farklı dalgaboylarında binlerce görüntüyü oluşturabilme yeteneğidir. Bu sayede gökbilimciler bulutsu içideki farklı noktalara ait kimyasal ve fiziksel özellikleri ortaya çıkarabilmektedirler.
Kartal bulutsusundaki ünlü Oluşum Sütunları [1] gibi yapıların benzer görüntüleri ve NGC 3603’teki oluşumlar, buradaki görüntü ile birleştirilmiştir. Toplamda on kadar sütun gözlenmiş ve sütunların özellikleri ile yakındaki büyük yıldızlardan kaynaklanan ışıma arasındaki açık ilişki gözlenmiştir.
Büyük kütleli yıldızların oluşumlarının sonucunda kendisinden doğdukları bulutu yok etmeye başlamaları oldukça ironik. Bu yıldızların çevreleri üzerindeki belirgin etkilerinin olduğu fikri yeni değil: kütlesi oldukça fazla olan bu tür yıldızlar etrafa sürekli güçlü ve iyonlaştırıcı bir ışınım saçıyorlar — buradan salınan enerji yıldızı çevreleyen ortamdaki atomların elektronlarını koparmaya yetecek kadar güçlü. Bununla birlikte, bu tür yıldızların çevreleriyle olan ilişkilerine dair gözlemsel kanıtların elde edilmesi oldukça zor.
Ekip bu enerji yüklü ışınımın sütunlar üzerindeki etkisini analiz etti: foto-buharlaşma olarak bilinen bir süreç gözlendi, gazın iyonlaştıktan sonra etrafa saçılarak yok olması. Foto-buharlaşmanın sonuçları gözlenerek — ki burada sütunlardan kaybolan kütle de gözlenmiş oldu — olayın arkasındaki etken ortaya çıkarıldı. Yakın yıldızlardan salınan iyonlaştırıcı ışınımın miktarı ile sütunlardaki dağılma arasında açık bir bağlantı bulundu.
Bu büyük kütleli yıldızların kendi kaynaklarına uyguladıkları bir kozmik felaket gibi görünebilir. Ancak yıldızlarla sütunlar arasındaki geri dönüşüm mekanizmasındaki karmaşık süreçler henüz anlaşılabilmiş değildir. Sütunların görünümü yoğun olsa da, bulutsuları oluşturan gaz ve toz bulutları oldukça geçirgendir. Büyük kütleli yıldızlardan çıkan ışınım ve yıldız rüzgârlarının sütunlarda daha yoğun bölgeleri meydana getirerek yeni yıldız oluşumlarını tetikliyor olmaları da olasılık dâhilinde.
Bu nefes kesici göksel yapıların bize anlatacaklar daha çok şey var ve MUSE bu nesneleri araştırmak için uygun bir aygıt gibi görünüyor.
Notlar
[1] NASA/ESA Hubble Uzay teleskopu ile alınan ve simge haline gelen Oluşum Sütunları görüntüsü bu yapıların en ünlü olanıdır. Fil hortumları olarak da bilinen bu yapı birkaç ışık-yılı boyundadır.
ESO-Türkiye (Arif Solmaz, Çağ Üniversitesi – Uzay Gözlem ve Araştırma Merkezi, Mersin)