Samanyolu’nu inceleyen bir grup gökbilimci, aralarında büyük yıldızlarında olduğu birçok yeni bölge keşfetti. Keşifle birlikte gökadanın yapısı ve kimyasal bileşimiyle ilgili yeni ipuçları gelebilir.
Boston Üniversitesi’nden Thomas Bania, “Biz açıkça gökadanın genel yapısını bu yıldız oluşum bölgelerinden çıkarabiliriz. İlerleyen çalışmalarla yıldızların gelişme sürecini ve gökadanın merkezinden çok farklı uzaklıklara yayılan kimyasal bileşimi karşılaştırma olanağı da bulacağız” diyor.
Bania çalışmayı, Fransa’daki Marsilya Astrofizik Laboratuvarı’ndan Loren Anderson, Ulusal Radyo Gökbilim Gözlemevi’nden Dana Balser ve Virginia Üniversitesi’nden Robert Rood ile gerçekleştirdi. Bilim insanları Florida Amerikan Gökbilim Merkezi’nde buluşarak çalışmalarını paylaştılar.
Gökbilimciler yeni yıldız oluşum yerlerini H II bölgeleri içinde aradılar. Bu bölgeler büyük ve genç yıldızların şiddetli ışıması ile hidrojen atomlarının iyonlaştığı veya elektronlarını yitirdiği bölgelerdir. Söz konusu bölgeler gaz ve toz diskleriyle sarılı olduğundan görünür ışıkla görünmezler ve gökbilimciler bunun için kızılötesi ve radyo teleskopları kullanırlar.
Anderson, “Bu sonuçlara Spitzer Uzay Teleskopu’nun kızılötesi verileriyle ve Ulusal Bilim Kuruluşu’nun (National Science Foundation-NSF) Çok Büyük Dizi (Very Large Array-VLA) Radyo Teleskopları ile ulaştık. Çalıştığımız H II bölgeleri hem Spitzer hem de VLA için biçilmez birer kaftandı” diyor.
Gökbilimciler daha sonra aşırı derecede hassas bir radyo teleskopu (Gren Bank Telescope-GBT) kullandılar. Böylece proton ve hidrojen biçimlerinin özel radyo frekanslı elektronlar yaydığını tespit ettiler. Bu kanıtlar ile de H II bölgesinin iyonize hidrojen içerdiği doğrulandı.
Derinlemesine yaptıkları inceleme ile de H II bölgelerinin yerlerini buldular. Bu bölgeler gökadanın merkezinin dışında, sarmal kollardaydı. İncelemelerle bu bölgelerin 25’inin Güneş’in gökadanın merkezine olan uzaklığından daha uzakta olduğu da bulundu.
Bania: “Güneş’in ötesinde neler olup bittiğini görmek gökadanın kimyasal gelişiminin nasıl gerçekleştiği hakkında önemli bilgiler verecektir. Ağır elementlerin merkezden uzaklaştıkça değişip arttığını gösteren birçok kanıt var. Şimdi bu konudaki bilgimizi arttıracak ve gökadanın gelişimini anlamamıza sağlayacak birçok nesne incelenmek için bekliyor” diyor.
Kaynak: Science Daily