Gökbilimciler Yer ile benzer boyut, kütle, sıcaklık ve atmosferik bileşime sahip gezegen arıyor. Bir gökbilimci ekibi şimdi umut verici istatistikleri toparlayarak yeni bir sınıf oluşturdu.
Cambridge Üniversitesi araştırmacıları çok sayıdaki Yer-benzeri gezegenlerden hidrojen açısından zengin atmosfere ve okyanusa sahip olanları belirleyerek ‘hycean’ adlı yeni bir gezegen sınıfı oluşturdular.
Araştırmayı yöneten Cambridge Astronomi Enstitüsünden Dr. Nikku Madhusudhan: “Hycean gezegenleri başka yerlerde yaşam arayışımızda yepyeni bir kapı açıyor” diyor.
Belirlenen hycean gezegenlerinin çoğu Yer’den daha büyük ve sıcaktır. Ancak bunların bazıları mikrobiyal yaşamı destekleyecek büyük okyanuslara sahip.
Bu gezegenler için ayrıca sadece yaşanılabilir gölgeye değil yakınlarına da bakılıyor. Yani, Yer benzeri bir gezegen yaşam alanı dışında olsa bile yaşamı destekleyebilir.
İlk ötegezegen yaklaşık 30 yıl önce keşfedildi. O günden bu yana binlerce gezegen gözlendi. Gözlenen gezegenlerin büyük kısmının boyutu Yer ile Neptün arasındadır ki bunlara “süper Yer” ya da “mini-Neptün” adı veriliyor. Bu gezegenler genelde karasal veya hidrojen açısından zengin atmosferli buz devleri ya da her iki özelliğe de sahip olabilir.
Ancak, Madhusudhan’ın ekibi mini-Neptün K2-18b gezegeni için yaptıkları incelemede belirli şartlar altında gezegenin yaşamı destekleyebileceğini belirledi. Bu sonucun mümkün olabileceği ve bilinen ötegezegenlerin bu şartları taşıyabileceği ve biyolojik imzalarının gözlemlenebilir olup olmayacağının belirlenmesi için tüm gezegen ve yıldız özelliklerinin ayrıntılarının araştırılması gerekiyor.
Araştırmacılar hidrojen açısından zengin atmosferi altında dev okyanuslara sahip hycean gezegenlerini belirlemeye çalıştı. Hycean gezegenlerin boyutu 2.6 Yer büyüklüğüne kadar ve 200 0C derece sıcaklığa sahip olabilir. Bu gezegenlerdeki okyanuslar Yer’dekiler gibi mikrobiyal yaşamı destekliyor olabilir. Bu tür gezegenler ayrıca sadece bir tarafı ışık alan yıldızına kilitli ve yıldızlarından daha az ışınım alanlar da olabilir.
Süper-Yer sınıfındaki gezegenler henüz ayrıntılı olarak incelenmemiştir. Hycean gezegenleri muhtemelen çok sayıda bulunmaktadır ve gökadamızda başka yerlerde yaşam arayışında umut vaat etmektedirler.
Buna karşılık bir gezegenin hycean tipi olup olmadığı belirlemenin tek yolu boyutu değildir: kütlesi, sıcaklığı ve atmosferi gibi diğer özelliklerinin de uygun olması gerekir.
Gökbilimciler bir gezegendeki koşulları belirlerken önce yıldızın yaşam alanında olup olmadığına bakar. Ardından gezegenin atmosfer yapısını belirlemek için moleküler imzalarını tarar. Yüzey koşulları ve okyanuslar ise yaşam potansiyelini ortaya çıkarır.
Gökbilimciler yaşam olasılığı için ise belirli biyolojik imzaları arar: oksijen, ozon, metan ve azot dioksit. Bunların dışında Dünya’da az bulunan metil klorür ve dimetil sülfür gibi maddelerin çok olduğu, oksijen ve ozonun az olduğu hidrojence zengin gezegenler de yaşamsal açıdan umut verici olarak nitelendirilir.
“Çeşitli molekül imzalarını tararken ilk başta iyi bildiğimiz kısımdan başladık: Dünya atmosferindeki bileşimlerden. Ama hycean gezegenlerinde birkaç biyo-imza bulma şansımızın daha yüksek olduğunu düşünüyoruz” diyor Madhusudhan.
Ekip bu yıl içinde göreve başlayacak olan James Webb Uzay Teleskopu gibi yeni nesil teleskoplarla ayrıntılı verilere ulaşabilecek. Bunun için çalışılacak adaylar için kriter oluşturuldu: 35-150 ışık yılı uzaklıkta ve kırmızı cüce yıldız çevresinde dolanma. Bunların içinde en umut verici olanı ise K2-18b gezegeni.
“Bir gezegende keşfedeceğimiz biyo-imza, evrendeki yaşam anlayışımızı değiştirecektir. Doğa bizi hayal bile edemeyeceğimiz biçimde şaşırtmayı sürdürüyor. Bu açıdan yaşamı nerede bulacağımız ve nasıl bir yaşam formuyla karşılaşacağımız konusunda açık olmamız şart” diyor Madhusudhan.
Makale için tıklayınız.