Webb teleskopunun elde ettiği bu muazzam görüntüde, “Stephen Beşlisi” (Stephen’s Quintet) gökada grubunun daha önce ortaya çıkmamış ayrıntılarını ortaya koyuyor.
Sistemin yakın olması, gökbilimcilere galaktik birleşmeler ve etkileşmeleri incelemeleri için önemli fırsatlar oluşturur. Webb’in yeni görüntüsü, etkileşim halindeki gökadaların içlerindeki yıldız oluşumunun nasıl tetiklendiğini, gökadalardaki gazın nasıl bozulduğunu gösteriyor. Ayrıca, Stephen Beşlisi’ndeki bir kara delik tarafından yönlendirilen enerji çıkışlarını daha önce görülmemiş ayrıntılarla gösteriyor. Bunun gibi, aşırı ısınan, düşen malzemenin çok enerjik kara delikleri beslemiş olabileceği gökada gruplarına erken evrende daha sık rastlanıyor olabilir.
Webb’in elde ettiği bu muhteşem mozaik, Stephen Beşlisi’nin elde edilmiş en iyi görüntüsüdür ve gökyüzünde Ay çapının beşte biri kadar alan kaplamaktadır. Görüntü, 150 milyondan fazla piksel ve 1000 ayrı görüntü dosyasından oluşmuştur. Webb’in bu görüntüsü, galaktik etkileşimlerin, erken evrende gökada evrimini nasıl yönlendirmiş olabileceğine ilişkin yeni bilgiler de getiriyor.
Güçlü, kırmızı-öte görüşü ve son derece yüksek uzaysal çözünürlüğü ile Webb, gökada grubundaki daha önce ortaya çıkmamış ayrıntıları gösteriyor. Milyonlarca genç yıldızın oluşturduğu parlak kümeleri, taze yıldız patlama bölgeleri görüntüyü süslüyor. Gaz, toz ve yıldızların geniş kuyrukları, kütle çekim etkileşmeleri nedeniyle birçok gökadaya doğru çekilmektedir. En çarpıcı olan ise gökadalardan biri olan NGC 7318B’nin kümeyi parçalarken yayılan dev şok dalgalarının izlenebilmesidir.
Stephen Beşlisi, Hickson Kompakt Grup 92 (HCG 92) olarak da bilinir. Grup “Beşli” olarak adlandırılsa da, gökadalardan dördü gerçekte birbirine yakın ve kozmik dans etmektedir. NGC 7320 olarak bilinen beşinci ve en soldaki gökada diğerlerine kıyasla oldukça ön taraftadır. NGC 7320, bizden 40 milyon ışık yılı uzaktayken diğer dört gökada (NGC 7317, NGC 7318A, NGC 7318B ve NGC 7319) yaklaşık 290 milyon ışık yılı uzaklıktadır. Milyarlarca ışık yılı uzaktaki gökadalarla karşılaştırıldığında bu uzaklıklar kozmik açıdan küçük mesafelerdir. Bu gibi yakın gökadaları incelemek, çok daha uzaktaki bir gökadada neler olup bittiği hakkında fikir vermektedir.
Bilim insanları bu gibi etkileşim halindeki gökadaları izleyerek önemli bilgilere ulaşırlar. Etkileşimle, gökadaların içindeki yıldız oluşumlarını nasıl tetiklediğini, gökadalar içindeki gazın nasıl bozulduğunu daha iyi anlaşılır. Stephen Beşlisi tüm gökadalar için olan bu temel süreçleri gösteren en iyi laboratuvardır.
Aşırı ısınan, düşen malzemelerle çok enerjik kara delikleri besleyen kuasar adı verilen sıkı gruplara erken evrende sıkça rastlanmış olabilir. Bugün bile grubun en üstündeki NGC 7319 gökadası 24 milyon Güneş kütlesinde süper kütleli bir kara delikle aktif bir çekirdeğe sahiptir. Bölge aktif olarak malzeme çekmekte ve 40 milyar Güneş’e eşdeğer ışık enerjisi yaymaktadır.
Webb, Yakın Kırmızı-öte Tayfçekeri (NIRSpec) ve Orta Kırmızı-öte Kamerası (MIRI) ile akif galaktik çekirdeği çok ayrıntılı inceledi. Bir kamera ve tayfçekerin bileşimi olan bu aletlerin bileşimi olan IFU adı verilen tümleşik yapı, Webb ekibine bir veri küpü veya galaktik çekirdeğin tayfsal özelliklerinin görüntülerini içeren bir koleksiyon hazırladı.
Tıbbi manyetik rezonans görüntülemeye (MRI) çok benzeyen IFU’lar, bilim insanlarının ayrıntılı çalışmasını sağlayan birçok görüntüyü “dilimleme ve zarlarına ayırmalarına” izin verir. Webb, aktif kara deliğin yakınındaki sıcak gazı ortaya çıkarmak ve parlak gaz çıkışlarının hızını ölçmek için çekirdeği çevreleyen toz örtüsünün arkasına baktı. Teleskop, kara delik tarafından yönlendirilen bu çıkışları daha önce hiç görülmemiş ayrıntıda gözledi.
Görsel gruplandırmada en soldaki ve yakın gökada olan NGC 7320’de ise bireysel yıldızlar ve hatta gökadanın parlak çekirdeği ortaya çıkarıldı.
İşin bonusu ise, Hubble’ın Derin Alanlarını andıran uzaktaki binlerce gökadadan oluşan uçsuz bucaksız denizi ortaya çıkması oldu.
MIRI ile elde edilen Stephen Beşlisi’nin en ayrıntılı kırmızı-öte görüntüleri ve NIRCam ile üretilen yakın kırmızı-öte görüntüleri birleştirildiğinde çok değerli bilgiler elde edilecek. Örneğin bilim insanlarının süper kütleli kara deliklerin beslenme ve büyüme hızlarını anlamalarını sağlayacak. Webb ayrıca yıldız oluşum bölgelerini daha doğrudan görmekte ve şimdiye kadar elde edilmemiş ayrıntıda toz emisyonlarını inceleyebilmektedir.
Kanatlıat (Pegasus) takımyıldızında yer alan Stephen Beşlisi, 1877’de Fransız gökbilimci Édouard Stephan tarafından keşfedildi.