ESO’nun Paranal Gözlemevi’nde bulunan yeni VLT Tarama Teleskobu (VST) ve OmegaCAM kamerası ile alınan bu devasa görüntü, Aslan Takımyıldızı’ndaki parlak gökada üçlüsünü göstermektedir. Ancak bir gökbilimcinin dikkatini çekecek olan, önplandaki gökadalardan ziyade arkaplandaki sönük cisimlerdir. VST ile alınan bu sönük cisimlerin keskin görüntüsü teleskopun ve OmegaCAM’in uzak Evren’i haritalamadaki gücü hakkında ipuçları veriyor.
VST [1], ESO Paranal Gözlemevi’nin en yeni üyesidir (eso1119). Son teknoloji ürünü 2.6 metrelik teleskop, 268 megapiksellik dev kamera OmegaCAM [2] ile donatılmıştır. Adından da anlaşılacağı üzere, VST görünür ışıkta gökyüzünü taramaya adanmıştır ve bu amaç için hazırlanmış dünyadaki en büyük teleskoptur. Aslan Üçlüsü’nün bu geniş görüntüsü, VST ve kamerasının çektiği görüntülerin mükemmel kalitesini gözler önüne sermektedir.
Aslan Üçlüsü, Yer’den yaklaşık 35 milyon ışıkyılı uzaklıkta bulunan, muhteşem bir etkileşen gökadalar grubudur. Bu görüntüde, gökada disklerinin görüş doğrultumuzla yaptıkları açılar nedeniyle net olarak görülemese de her biri kendi gökadamız Samanyolu gibi birer sarmal gökadadır. Görüntünün sol tarafında bulunan NGC 3628, gökada düzlemi boyunca uzanan kalın, toz şeritleri ile kenardan görülmektedir. Messier cisimleri, M65 (sağ üst) ve M66 (sağ alt) ise, sarmal kolları görülecek şekilde yatmışlardır.
Büyük teleskoplar normalde tek bir seferde bu gökadalardan sadece birini (örneğin şunlara bakınız potw1026a ve eso0338c) çalışabiliyorlar, ancak VST’nin – dolunayın iki katı kadar – görüş alanı grubun tüm üyelerini tek bir kare içine alabilecek kadar geniştir. VST ayrıca bu görüntünün arkaplanında bulunan ve leke gibi görülen çok sayıda daha sönük ve uzak gökadaları da açığa çıkarmaktadır.
Aynı zamanda yeni görüntünün önplanında, gökadamızda bulunan ve farklı parlaklıklara sahip yıldızlar nokta benzeri olarak görülebilmektedir. VST’nin bilimsel amaçlarından bir diğeri ise, Samanyolu’nda bulunan kahverengi cüce yıldızlar, gezegenler, nötron yıldızları ve karadelikler gibi çok daha sönük cisimleri araştırmaktır. Bu cisimlerin gökadamızın çevresine nüfuz ettikleri ancak genelde geniş teleskoplarla dahi fark edilemeyecek ölçüde sönük oldukları düşünülmektedir. VST, bu, doğrudan bulunması zor cisimleri dolaylı olarak tespit edebilmek ve gökada çevresini inceleyebilmek için mikromerceklenme [3] adı verilen bir olgudan kaynaklanan ve kolay fark edilemeyen olayları arayacak.
Bu araştırmalar ışığında, VST’nin, gökada çevresinin içeriğinin büyük kısmını oluşturduğu düşünülen karanlık madde hakkındaki düşüncelerimizi geliştireceği tahmin edilmektedir. Bu madde ve aynı zamanda karanlık enerjinin doğası hakkındaki ipuçlarının, VST’nin uzak Evren araştırmaları ile bulunabileceği düşünülmektedir. Teleskobun gelecekte keşfedeceği uzak gökada kümeleri ve yüksek-kırmızıya kayma kuasarları ile gökbilimcilerin erken Evren’i anlamalarına ve evrenbiliminin uzun süredir cevaplanmayı bekleyen sorularına yanıt bulabilmelerine yardımcı olacaktır.
Aynı zamanda, bu görüntü Güneş Sistemi içinde bulunan ve çekim sırasında görüntü boyunca geçen, yere oldukça yakın birkaç göktaşının izlerini barındırmaktadır. En az on tanesinin bu görüntüde görülebildiği bu izler kısa, renkli çizgiler [4] şeklindedir. Aslan’ın, Güneş Sistemi düzleminde bulunan bir zodyak takımyıldızı olması nedeniyle göktaşı sayısı oldukça fazladır.
Bu görüntü üç farklı filtre ile çekilmiş görüntülerin birleştirilmiş halidir. Yakın – kırmızı ötesi filtreden geçen ışık kırmızı, tayfın kırmızı bölgesindeki ışık yeşil, ve yeşil ışık ise mor renkte gösterilmiştir.
Notlar
[1] VST programı INAF – Osservatorio Astronomico di Capodimonte, Naples, İtalya ve ESO ortak girişimidir.
[2] OmegaCAM Hollanda, Almanya ve İtalya’daki enstitüler ve büyük oranda ESO’nun katkılarıyla tasarlanmış ve inşa edilmiştir.
[3] Mikromercekleme uzak bir yıldızdan gelen ışık üzerindeki kütleçekim etkisi ile anlaşılan, sönük fakat büyük kütleli bir nesnenin varlığı ile oluşan kütleçekimsel bir mercekleme olayıdır. Eğer şanslıysak, sönük nesne, daha uzaktaki yıldızla olan görüş doğrultumuza oldukça yakın geçer, ve onun kütleçekim alanı arkaplandaki yıldızdan gelen ışığı büker. Bu sayede arkaplan yıldızının ışığında ölçülebilir bir artış gerçekleşir. Mikromerceklenme olayı nadir gerçekleşen hizalanmalara dayandığı için, genellikle potansiyel olarak oldukça çok sayıda arkaplan yıldızını gözleyen büyük taramalarla bulunmaktadır.
[4] Bunlar ya yeşil ya da mor/kırmızı iz çiftleridir.Bunun nedeni son renkli görüntüyü elde etmek için kullanılan yeşil kanal pozlarının, aynı gecede sırayla alınan kırmızı ve mor filtrelerden farklı bir gecede kullanılmasıdır.
ESO-Türkçe (Çeviri: Metin Sarıkaya-İstanbul Üniversitesi – Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü – ESON Türkiye Ekibi)