Yüzünü sürekli makyajlayarak süsleyen bir film yıldızı gibi Vesta’da yüzeyini genç tutmak için uğraş veriyor gibi. Şafak (Dawn) uzay aracı, Vesta’nın diğer havasız olan küçük iç sistem nesneleri gibi olmadığını gösterdi. Karbonca zengin asteroitlerin yüzeylerinde uzun dönemlerde değişimler izlenir.
NASA’nın Jet İticileri Laboratuarı’ndan Carol Raymond: “Şafak verileri, Vesta ile birlikte Dünya ve diğer güneş sistemi üyelerinin yüzeylerinin ne tür aşamalardan geçtiğini gösteriyor. Güneş sistemindeki tüm madde birbiriyle alışveriş ve etkileşim halindedir” diyor.
Itokawa asteroitinin geçmişte geçirdiği bir sarsıntı nedeniyle yörüngesinin bozulması gibi, Dünya’nın uydusu ve asteroitlerin yüzeyleri de, çarpan irili ufaklı göktaşları nedeniyle zamanla aşınmaya uğrar. Bilimciler, kabaran dış tabaka üzerinde küçük demir içerikli metal parçaları görürler. Buna karşılık Şafak’ın üzerindeki görünür ve kızılötesi haritalama tayfölçeri (VIR) takılı kamerası, Vesta yüzeyinde bu türden parçacıklar bulamadı.
Vesta yüzeyindeki parlak çizgilerden yayılan ışık, hızla kaybolmaktadır. Bilimciler sık sık çeşitli dış etkilere uğrayan yüzeyde parlak çizgiler oluştuğunu biliyor. Vesta’nın çok daha karmaşık yüzeyi, iç güneş sistemindeki diğer nesnelere oranla alışılmadık dik ve heyelanlı bir yapıdadır.
Brown Üniversitesi’nden Şafak görevini sürdüren ekip üyesi Carlie Pieters: “Vesta, yüzeyindeki toprağın üst kısmının taşınmasına alışıktır. Sonuçta asteroit, kirli ve karmaşık yüzeyini hareketlendirerek kendini temizler görünüyor” diyor.
Vesta’nın önceki görüntüleri yüzeyde karanlık ve parlak kısımları ortaya çıkardı. Bu parlak ve karanlık kısımların beklenmedik şekildeki hızla değişimi Vesta yüzeyinin büyük değişime uğradığını gösteriyor.
Şafak bilimcileri erken dönemde oluşan bu parlak maddenin Vesta’ya özgü olduğunu düşünüyor. Karanlık kısımlar içinse ortaya sürülen fikirlerden biri volkanik etkiler yoluyla yüksek hızda şoka uğrayan kayaların eriyerek koyulaştığıdır. VIR ve kameranın verileri bu karanlık malzemenin dağılmasının ardından altta özel jeolojik yapısı olmayan küçük ve benzer yataklar olduğunu belirledi. Karanlık maddenin kaynağı olarak ise, Vesta’nın diğer asteroitlerden kaptığı suyun mineralle birleşerek oluşturduğu karbon zengini madde gösteriliyor.
Şafak ekibi karanlık maddenin miktarına göre Vesta’nın, son 3,5 milyar yıl içinde çapları 1 ile 10 km arasında değişen 300 kadar asteroitle çarpışmış olduğunu hesapladı. Bu da Vesta yüzeyinin 1-2 metre kadar kalınlaşması demektir.
Wash, Winthrop, Bear Fight Enstitüsü’nden Tom McCord: “İç güneş sistemindeki Vesta’nın yüzeyinin uğradığı değişim, birçok nesnenin yüzeyinde gerçekleşen değişimle ortak bir süreç izlemektedir. Gezegenimizdeki yaşamın kaynağı olan su ve organik maddelerde muhtemelen bu yolla Dünya’ya ulaştı” diyor.
2007 yılında fırlatılan Şafak, Vesta çevresinde bir yıl geçirdi. Araç Eylül 2012’de cüce gezegen Ceres’e ulaşmak üzere yola çıktı.