Swinburne Üniversitesi’nden Gökbilim öğrencisi Andy Green uzayda yaşayan ‘dev dinozorlar’ keşfetti. Keşfettiği gökadalar günümüz gökadalarının ataları olan oldukça yaşlı gökadalar.
Green’in tez danışmanı Prof. Karl Glazebrook: “Bu gökadaların var olduğunu düşünmüyorduk. Ancak evrende son derece ender bulunan bu gökadalardan bulduk. Bu gökadaların varlığı yıldız oluşumları ve bu oluşumlar için gerekli madde açısından varolan fikirlerimizi değişime uğrattı. Şimdi büyük patlamadan bu yana gerçekleşen olaylara bakmamız gerekecek” diyor.
Gökada diskleri Samanyolu anımsatmasına karşılık daha hareketlidir ve birçok genç yıldız oluşumuna sahne olmaktadır.
“Böylesi gökadalar günümüzden 10 milyar yıl önce, evren şimdiki yaşının yarısındayken oluşmuş olmalı” diyor Glazebrook.
Gökbilimciler eski gökadalarda yıldız oluşumlarının son derece hızlı gerçekleştiği ve bunun özel bir yolla gerçekleştiğini önermişti-Sürekli olarak merkeze akan soğuk gaz nehirleri.
Ancak günümüz evrenindeki gökadaların aynı türlerinin keşfedilmesi hızlı yıldız oluşumu için tek bir yol olmayacağını gösteriyor. Genç yıldızların oluşumu aşamasında çevrelerinde soğuk gaz türbülansı oluşuyor gibi. Bu da daha fazla yıldızın yer aldığı bir gökada da daha çok türbülans olduğu anlamına geliyor.
“Türbülans yıldız oluşumlarının hızını etkiler ve biz bu tür yıldızları görüyoruz. Bu bir kıza bakarak kaç kardeşi olduğunu bulmaya benzer. Bu yıldızları oluşturan gazın nereden geldiğini hala bilmiyoruz” diyor Green.
Yıldız oluşum süreci gökbilimin hala çözmeye çalıştığı bir sırdır. Çalışmanın diğer önemli yönü ise bir doktora öğrencisi tarafından hazırlanmasıdır.
Glazebrook keşfedilen gökadanın ender rastlanan bir gökada olduğunu ve bunun genç bilim insanı için çok önemli bir başarı olduğu üzerinde duruyor.
“Çalışmamızın Nature gibi önemli bir bilim dergisinde yer almasından dolayı da onur duydum” diyor Green.
Çalışma Sloan Düjütal Gökyüzü Taraması’ndaki modern gökadalardan seçilen gökadalara göre yapılmıştır.
“Biz eski evreni kıyaslayabilmek açısından çalışmanın uç noktalarını gözledik” diyor Green.
Çalışma sırasında Anglo-Avustralya Teleskopu (AAT) ve Avustralya Ulusal Üniversitesi’nin 2.3 m’lik teleskopu kullanıldı. AAT Müdürü Prof. Matthew Colles çalışmayla birlikte teleskoplarının değerinin anlaşıldığını belirtiyor.
“Onların çalışması için ideal olan 8-10 m’lik teleskoplardır” diyor Colles. Gren aralarında dünyanın en büyük görünür ışık teleskopu olan Keck Teleskopu da olmak üzere böyle bir teleskopla keşfettiği ender gökadalara daha yakından bakmayı planlıyor.
“Yıldız oluşumunu anlayabilmek için Dev Macellan Teleskopu yapılıncaya kadar elimizdeki en iyi teleskop Keck Teleskopu’dur” diyor Green.
Caltech ile Swinburne anlaşması ile ekip Keck Teleskopu’nu yılda 20 gece kullanabilecek.
Kaynak: Science Daily