Özel bir günü noktaladık. Saat 14:15’de başlayan Merkür randevumuz Güneş batınca bitti. Gözlerde zafer kazanmış bir komutanın memnuniyeti ile köşelerimize çekildik. Merkür’ü kaderine bıraktık.
Koca Güneş’in yanında soluk, küçük bir nokta gibiydi Merkür. Merkür’ün dağlarını, kraterlerini göreceklerini hayal ederek teleskop olan merkezlere koşanlar gördükleri karşısında önce hayal kırıklığına uğradılar, sonra şaşırdılar. Merkür’ün büyüklüğünü ve olayın önemini öğrenince ise ‘vay be’ dediler. Bir daha baktılar. Teleskopların okülerine dayadılar telefonlarını ve Güneş’in üzerindeki küçücük noktayı çekmeye çalıştılar. Çoğu da başardı. “Yaşasın, sonunda çektim” diye bağıran da oldu.
Bugün ben de 13:30’da Aksaray Bilsem Gözlemevi’ndeki teleskopun başındaydım. Gerekli hazırlıkları yapmak üzere. Oküler tamam, güneş filtresi tamam. Elektrikler kesik değil. Kubbede sıkıntı yok. Kapaklar açılıyor. Bilgisayar teleskopu görmemezlik etmedi. Ve işte Güneş’teyim. Ama henüz Merkür yok. Biraz daha beklemek gerek. Bir çay, kahve molası…
Aşağı indim, kahvemi aldım, yukarı çıkmak üzereyken ziyaretçiler damlamaya başladı. Ama kamerayı ayarlamamıştım. Neyse dedim, sonra ayarlarım. Ne mümkün…
5 yaşından 80 yaşına kadar ziyaretçim oldu. 5 yaşındaki çocuğa okülerde olan gözü kapatmaması gerektiğini öğrettim, ‘şimdi gördüm turuncu birşey var’ dedi annesine. 80 yaşındaki amca gözlemevinin demir merdivenleri tırmanırken biraz zorlandı ama Merkür aşkı baskın geldi ve çıktı. O da izledi. Bir ara gözlemevinin içinde 15 kişi oluverdi. Daha gelenler vardı aşağıda sabırla sıralarını beklediler. Bekleyişleri biraz uzun sürdü. Çünkü her çıkan fotoğraf çekmek istedi. Yine de beklediler. Bir sürü fotoğraf çekildi. Bir sürü bilgi aldılar. Hayatlarında ilk kez bir teleskop ve gözlemevi gördüler. Keyifle evlerine döndüklerine eminim.
Bu satırları okuyan, teleskopuyla, gözlemeviyle halka açık Merkür gözlemi yaptıran her amatör ya da profesyonel gökbilimci, bu satırlarda yazılanları bugün az çok yaşamıştır. İnsanlarımız bilimi merak ediyor, doğruyu bilmek isteyenler çoğunlukta. Meraksız olanlara yapacak birşey yok. Eğer bir gün merak ederlerse biz yerimizde onları bekliyor olacağız.
Bu uzun yazının kıyısında köşesinde gördüklerinizse ülkemizin değişik yerlerinde çekilen, geçiş fotoğrafları. Kimi profesyonel, kimi ise amatör. Ancak önemli olan bu heyecanı yaşamaları ve fotoğrafları paylaşmaları. Ben de gördüklerimden, bana ulaşanlardan birkaçını buraya koydum. Fotoğrafını koyduğum hiçbir merkezin ya da kişinin bundan haberi yok. Sürprüz olsun dedim.
Ne diyelim. Daha nice güzel gözlemlere…