Kasım 2018’de Mars’a inen ve geçtiğimiz yılın Şubat ayında resmen göreve başlayan InSight bugüne kadar Mars’ta 174 deprem olduğunu kaydetti. Yaklaşık iki günde bir depremin olan Kızıl Gezegen, Dünya ve Ay gibi sismik açıdan aktif. Buna karşılık oluşan depremlerin sayısı ve gücü Dünya’dakilere göre oldukça zayıf. Mars’ta oluşan depremlerin hiçbiri 4 büyüklüğünü geçmedi. Yeryüzünde bu tür depremler alet olmadan anlaşılmaz. Buna karşılık depremler Mars’ın yapısı hakkında önemli bilgiler vermektedir. InSight aracı Mars’ın içyapısını keşfetmek için tasarlanmıştır.
InSight Mars’ta sismik ölçümleri sağlamak için gönderilen ilk araçtır. 1976’da Mars’a başarıyla inen Viking 1 ve 2 sondaları üzerinde sismometre bulunuyordu. Ancak bunların doğru tasarlanmadığı Mars rüzgârlarında sallanınca ortaya çıktı. O zamandan 26 Kasım 2018 yılına kadar üzerinde sismometre taşıyan tek araç InSight oldu. Üstelik görevi sadece bu. Aracın iki yıl görevde kalması bekleniyor. InSight’ın sismometresi SEIS, araca kablolarla bağlı kalacak şekilde, robotik kol yardımıyla Mars toprağına yerleştirildi. Sismometre çevresindeki siper rüzgâr ve sıcaklık etkilerini azaltır.
O günden bu yana SEIS ortalama her iki gecede bir deprem kaydetmiştir. Bu da alet iyi korunmasına karşılık gündüzleri sıcaklık değişimleri nedeniyle oluşan rüzgârların etkisiyle zayıf depremleri ölçememesine yol açmaktadır. Ekip 30 Eylül 2019 tarihine kadar 179 deprem tespit edebildi. Bunun 150’si Mars kabuğunun en üst kısmındaki kayalık katmanından yayılan dalgalara aitti. Böylesi depremler Dünya’da da oluşmaktadır ve gezegenin içyapısı hakkında bilgi vermezler.
Bilim insanları Mars’ın Dünya gibi soğan benzeri bir yapıya sahip olduğunu düşünmektedir. Merkezdeki çekirdeği saran kayalık bir manto ve onu da saran kayalık bir katman izler. Bu katmanların kalınlığını ve bileşimini tanımlayan birçok teori bulunmaktadır. İşin doğrusunu ancak yüzeyde yapılacak ölçümler gösterebilir.
İç mekana dolaylı bakış
Tipik bir depremde gezegen yüzeyi boyunca yayılan dalgalar ile iç kısımda basınç oluşmakta ve kayma dalgaları üretmektedir. Dalgalar katmanlardan farklı hızlarla geçer ve sınırlarında yansır. Mars depremlerinin analizi de bu bilgi doğrultusuna yapılmaktadır.
Ölçülen depremlerin 24’ü Mars’ın kayalık mantosundan geçerek tipik deprem özelliği gösterdi. Sismometre önce basınç dalgalarını ardından kesme dalgalarının varlığını ölçtü. Oluşan sinyaller daha yavaş şekilde bozulmaktadır. Bu da dalgaların Mars kabuğunda güçlü şekilde dağıldığını gösteriyor olabilir.
Genel anlamda oluşan depremler zayıftı. Hiçbiri 4 büyüklüğünü aşmadı. Bu tip depremler Dünya’da yılda binlerce oluşur ve teknik araçlar olmadan algılanamaz. Mars’da Dünya’dan daha az deprem oluşmasının nedeni muhtemelen sürekli tektonik plakadan oluşmasıdır. Dünya’da ise bitişik plakalar arasında biriken ve sonra kırılan yapılar deprem üretir.
Bir başka zorluk ise Mars üzerinde sadece SEIS’in ölçüm yapması. Aletten daha uzak bir yerde oluşan deprem dalgasını sağlıklı şekilde ölçmesi bu açıdan zordur. Dünya’da birçok yerde sismometreler bulunmaktadır. Bu da oluşan bir deprem sonucundaki bilginin sağlıklı olarak üretilmesini sağlar. Mars’da ise tek alet bulunmaktadır.
InSight volkanik bir bölge olan ve nispeten kırıklar olduğu bilinen Cerberus Fossae bölgesinde bulunmaktadır. Aracın konması açısından zor bir yer olan bazı depremlerin kaynak noktası Elysium Planitia’dan ise 1600 km uzaktadır.
Tüm bu olanaksızlıklara karşılık bazı depremler sonucunda kabuğun 8 ile 11 kilometre boyunca kırıldığı hesaplanmıştır. Buna ek olarak ölçümler bazı yerlerde muhtemelen tuzlu su çözeltileri gibi küçük miktarda su birikintileri de olduğunu göstermektedir.
Mars’ın içyapısının anlaşılması için daha güçlü deprem olması gerekmektedir ve araştırmacılar da bunun olmasını ümit ediyor. Dünya üzerinde bazen tektonik plakalarda şiddetli sarsıntılar oluşur. Bu şekilde tetiklenen dalgalar gezegenin derinlerine nüfuz eder ve hatta şanslı olanları çekirdeğe kadar ulaşır.