Ölmekte olan ve kırmızı dev aşamasındaki bir yıldızın çevresinde dünya büyüklüğünde iki gezegen bulundu. Aslında bu gezegenlerin yakın yörüngeleri nedeniyle yıldız tarafından yutulmuş olması gerekirdi. Keşif yıldız ve gezegen sistemlerinin sonlarının nasıl olacağı hakkında bilgi vermesi açısından önemli.
Güneşimiz yaklaşık 5 milyar yıl sonra ömrünün sonuna geldiğinde, kırmızı dev aşamasına geçecek. Bu durumda iç gezegenleri (Merkür, Venüs, Dünya ve Mars) yutacak. Araştırmacılar böylesi bir durumdan hiçbir gezegenin kaçamayacağına inanıyor.
Bu çalışma aslında yıldızın dehşetinden henüz kurtulamamış, yıldızın zarfının sınırlarında olan ve kütlesinin bir kısmını kaybetmiş iki gezegeni bize sunuyor. Çalışma Fransa Toulouse Üniversitesi Astrofizik Araştırma Enstitüsü kökenli.
Arizona Steward Gözlemevi Üniversitesi’nden gökbilimci Elizabeth ‘Betsy’ Green: “Güneş kırmızı dev aşamasına geçtiğinde Dünya gibi iç gezegenler 1 milyar yıl içinde buharlaşacak. Jüpiter, Satürn gibi büyük gezegenler ise muhtemelen hayatta kalmayı başaracak” diyor.
Son derece dairesel ve yakın yörüngede dolanan talihsiz gezegenler KOI 55.01 ve KOI 55.02 olarak adlandırıldı. Gezegenlerin yıldıza bu kadar yakın olmaları akla bu gezegenlerin içe doğru göç ettiklerini ve erimekten son anda kurtulduklarını getiriyor. Şimdiki büyüklükleri dikkate alınmadığında biri 0.87 dünya ve diğeri 0.76 dünya büyüklüğü ile bulunan en küçük gezegenler olabilirlerdi.
KOI 55 yıldızı ise gökbilimcilerin alt cüce B (subdwarf B) dediği sınıftadır. Yıldız neredeyse tüm zarfını kaybetmiş ve kırmızı dev aşamasına geçmiş bir çekirdekten ibarettir. Araştırmacılara göre bu duruma gezegenler neden olmuş olabilir: gezegenler kendi yıldızlarının evrimini etkileyebilir. Ekip gözledikleri sistemin kendi geleceğimize ışık tuttuğuna dikkat çekiyor.
İki gezegen keşfi aslında sürpriz bir şekilde geldi. Ekip aslında zonklayan yıldız çalışmasını gerçekleştiriyordu ve hedeflerinde yeni gezegen bulma yoktu. Yıldızın içindeki termonükleer füzyon, basınç ve kütle çekimi güçlerinin getirdiği ritmik sarsılmalar böylesi zonklamalara neden olur.
“Bu zonklamaların frekansı bir yıldızın parmak izidir. Bu frekanslar Dünya’nın iç yapısını öğrenmek için deprem verilerini kullanan sismolojiye benzer” diyor Green. Bir yıldızın yanıp sönmesi olarak söyleyebileceğimiz parlaklık değişimleri bazen çok uzun yıllar sürer.
KOI 55 yıldızının gözlemi için Kepler Uzay Teleskopu verileri kullanıldı. Kepler’in yıldızların parlaklıklarını değişimlerini izlemesi için üretilmiş olması bu konu için idealdi.
KOI 55 nabzını ölçen araştırmacılar yıldızın parlaklığının değişiminden başka bir de her 6.76 ve 8.23 saatte bir iki küçük periyodik değişim olduğunu gördüler. Bu ise yıldızın nabzına ilişkin bir ölçü olamazdı.
Bunun tek açıklaması olabilirdi: Yıldızın önünden her 5.76 ve 8.23 saatte bir iki küçük gezegen geçmekteydi. Gezegenlerin bu kısa yörünge dönemleri yıldıza yakın dolandıklarını gösteriyor.
Green: “Yıldızına bu kadar yakın olan gezegenler çekim kuvvetiyle kilitlenmiş bir şekilde dolanmaktadır. Tıpkı Ay’ın Dünya’ya her zaman aynı yüzünü göstermesi gibi bu gezegenlerde yıldıza hep aynı yüzlerini gösteriyor. Merkür’ün gün yüzü gören kısmının sıcaklığı kurşunu eritecek kadar sıcakken, Güneş’ten beş kat daha sıcak olan bir yıldıza yakın olan gezegenlerin zor durumunu hayal edebiliyorum” diyor.
Gökbilimciler yıldızın kırmızı dev aşamasına geldiğinde mevcut gezegenlerini yutmuş olabileceğini düşünüyor.
Fransa’dan araştırmanın başkanı Stephane Charpinet: “Bu gezegenlerin bu kadar içe sokulması, muhtemelen kırmızı dev aşamasına gelen yıldızın zarfının içine dalıp çıkmasıyla açıklanabilir” diyor ve devam ediyor:
“Yıldızın kabarması nedeniyle içine aldığı gezegenin hareketi, gezegeni dışarı çıkarmış. Ancak sürtünmesinin etkisiyle ondan yıldıza katı, sıvı ve gaz bileşimleri eklenmiş olabilir. Ama gezegen hala hayatta. Biz bu gezegenlerin bir yıldızın evrimini etkileyen ilk kanıtlar olduğunu düşünüyoruz.”