Kepler teleskopunun görevi bitmiş olsa da yolladığı veriler yeni keşifler sağlıyor. Teleskopun görevi yıldızının önünden geçen gezegeni ‘görmek’ olmasına karşılık yeni bilgi bir cüce nova patlamasına ait. Daha önce bilinmeyen bir sistemdeki patlama bir günden az süreyle olağan parlaklığını 1600 faktör arttırınca Kepler’e yakalandı.
Söz konusu yıldız sistemi beyaz cüce ile onun onda biri kadar kütleli olan kahverengi cüceden oluşuyor. Beyaz cüce Güneş benzeri bir yıldızın çekirdeğidir. Bu çekirdek Yer büyüklüğünde olmasına karşılık Güneş kütlesindedir. 10 ile 80 Jüpiter kütlesinde olan kahverengi cüceler ise nükleer füzyon oluşturamayacak kadar küçüktür.
Kahverengi cüce beyaz cüceden sadece 400,000 km uzakta (Yaklaşık Yer-Ay mesafesinde) olup yörünge dönemi 83 dakikadır. Beyaz cücenin güçlü kütle çekimi kahverengi cüceden madde aşırarak onu bir vampir gibi emmektedir. Kahverengi cüceden çıkan malzeme beyaz cüce çevresine dolanarak sarmal bir disk oluşturur.
Sistemde gerçekleşen patlama sırasında Kepler o yöne bakmaktaydı ve parlaklığın 1000 kattan fazla oluşması bir şans oldu. Patlama olduğu sırada Kepler’den başka bir teleskopun bunu keşfetmesi mümkün değildi. Çünkü sistem o sırada Yer’e göre Güneş’e yakın konumdaydı. Kepler’in her 30 dakikada veri kaydetmesi ayrıntıları yakalamak için önemliydi.
Uzay Teleskopu Bilim Enstitüsünden (Space Telescope Science Institute) Ryan Ridden-Harper ve ekibi Kepler’in verisine rastlayana kadar bilgi saklı kaldı. “Aslında bunu tesadüfen fark ettik. Özellikle bir patlama bulmak peşinde değildik. Gözümüz sadece geçiş verilerindeydi” diyor Ridden-Harper.
Kepler verilerine göre parlaklık yavaşça artmış ve ardından hızlıca yoğunlaşmış. Ani parlaklık teorilere göre uygunken parlaklığın yavaşça artmasının nedeni bilinmiyor. Bilinen cüce nova patlamalarında böyle bir durum oluşmamış ve disk malzeme fiziği teorisi bu konuda eksik kalmaktadır.
“Bu tip cüce nova sistemleri onlarca yıldır inceleniyor, bu nedenle yeni bir bilgiye ulaşmak gerçekten zor. Bu yapıların dinamiklerini anlamak için yeni oluşan yıldızlardan süper kütleli karadeliklerin çevresine kadar çok yerde toplanma diskleri gözlüyoruz” diyor Ridden-Harper.
Teoriler birleşme diski dayanma sınırına ulaştığında süpernovayı tetiklediğini gösteriyor. Malzeme biriktikçe kahverengi cücenin diskin kenarına uyguladığı kütle çekimi rezonans oluşturana kadar artar. Bu da termal dengesizliğe neden olarak diskin aşırı ısınmasını sağlar. Gözlemler diskin normal sıcaklığının 2700-5300 derece arasında olduğu ve patlama sırasında ise 9700-11700 dereceye kadar yükseldiğini göstermektedir.
Görsel telif hakkı: NASA, L. Hustak (STScI) ve R. Ridden-Harper (STScI and ANU)