NASA’nın Kepler uzay teleskopu yaşam alanı içinde yer alan ilk gezegenini buldu. Keşfedilen Kepler 22b gezegeni 2.4 Dünya yarıçapına sahip. Bilim insanları gezegenin yapısını (kayalık, sıvı ya da gaz bileşimi) henüz bilmiyor. Sıvı su var mı? Yaşam var mı sorularının yanıtları için henüz erken. Çünkü Güneş Sistemimizde Venüs ve Mars’da yaşam alanı içinde olmasına karşılık o gezegenlerde sıvı suyun ve yaşamın olmadığını biliyoruz.
“Yaşam alanı” bir gezegende sıvı suyun olabileceği bölgeye deniyor. Her yıldız için bir yaşam alanı mevcut. Örneğin Dünya Güneş’in yaşam alanı sınırlarında yer aldığı için sıvı suyu ve dolayısıyla da yaşamı barındırabiliyor. Kepler yakın zamanda henüz onaylanmayan da dahil olmak üzere 1000’den fazla gezegen keşfi gerçekleştirdi. Bunların içinde de Dünya boyutlarında ve Dünya yörüngesine benzer yörüngelerde dolananlar bulunuyor. Aday gezegenlerin doğrulanması için ek gözlemler gerekiyor. NASA Genel Merkezi’nden Douglas Hudgins: “Keşif, Dünya’nın ikizini bulma yolunda önemli bir kilometre taşı” diyor.
Kepler-22b Dünya’dan 600 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor. Dünya’dan daha büyük olan gezegenin yörüngesi gezegenimizin yörüngesine benziyor. Yıldızı ise Güneş’ten biraz küçük ve daha soğuk olmasına karşılık Güneş’in de yer aldığı G sınıfında yer alıyor.
Kepler gezegenleri keşfetmek için geçiş yöntemini kullanıyor. Bir gezegenin onayı için yıldızının önünden en az üç geçiş yapması gerekiyor. Bu da keşiflerin onaylanması için bir süre demek. Bu da Dünya gibi yörüngeye sahip bir gezegenin onayı için en azından 3 yıl beklemek demek. Kepler’in gezegen adayları ayrıca yer teleskopları ve Spitzer Uzay Teleskopu ile de gözden geçiriliyor. Kepler Kuğu ve Çalgı takımyıldızlarının olduğu bölgeyi gözlüyor. Yer teleskoplarıyla bu gözlemler ancak sonbahar ve ilkbahar aylarında yapılabiliyor. Şubat 2011’de 54 yaşam alanı içinde olan gezegen adayı bildirilmişti. Kepler-22b’de bunlardan biridir.
Son olarak 1094 yeni gezegen adayı bildirilerek Kepler tarafından tespit edilen gezegen adayı sayısı geçtiğimiz Şubat ayından bu yana 2326’yı bulmuştu. Bunlardan 207’si Dünya, 680’i süper Dünya, 1181’i Neptün, 203’ü Jüpiter büyüklüğünde ve 55’i Jüpiter’den daha büyüktür.
Eylül 2009 ile Mayıs 2009 arasında gerçekleştirilen gözlem verilerine göre küçük boyuttaki gezegen sayısı önemli bir artış göstermektedir. Şubat ayından bu yana Dünya benzeri ve süper Dünya büyüklüğündeki gezegen sayısı sırasıyla yüzde olarak 200 ve 140 kadar artış göstermiştir. Buna göre gökadamızda Dünya’nın 1 ile 4 katı büyüklüğe sahip bol miktarda gezegen bulunmaktadır.
Şu ana kadar yıldızının yaşam alanı içinde dolanan 48 gezegen adayı bulunuyor. Bu Şubat ayında bildirilen rakam ise 54. Bu ise tanımlamaya göre, bulunan gezegenlerin sadece Dünya büyüklüğünde olmasının değil yaşam alanı içinde olmasının daha önemli olduğunu gösteriyor.
Dünya benzeri bir gezegenin bulunmalarının nedeni sadece güneş sisteminde dünyamız yaşanabilir gezegen var.. Bunun dışındaki galaksilere ve sistemlere ulaşma bilgimiz çok az her sistemde olmasada her 8-10 sistemde bir dünya muhakkak vardır.. Uzay da milyarlarca galaksi ve her galakside milyonlarca sistem varsa her galakside en kötü 10 milyon dünya benzeri gezegen olabilir.. Bu mümkün..
Bu yapılan son keşiflerden anladığım yaşadığımız evren hayat dolu buna inanmak için rakamlara bakmak yeterli.. Kepler 100.000 yıldızı gözlüyor ve bunlardan ancak belli bir açıdaki görüş alanına giren gezegenleri tesbit edebiliyor.. Bilim Teknik dergisinde bir makalade okumuştum keplerin görüş alanında tesbit etdiği herbir gezegene karşılık 250 civarı göremeyeceği gezegen bulunması muhtemel miş… Bu hesaba göre Sadece Kepler’in görüş alanı içindeki yıldızların etrafında bile yüzbinlerce gezegen olması gerekli.. Gerisini siz düşünün
Bu konuda yapılan bir çalışmayı hatırlamakta fayda var: NASA: Samanyolu’nda 46 Milyar Dünya Var!
BENCE BU KADAR gezegenler boşuna yaratılmadı…benim mantığım bu gezegenlerin bazılarında yaşam olacağını söylüyor…
Bize birazcık uzaylı teknolojisi lazım 🙂
Çok bir şeye gerek yok aslında.
Bilimkurgu film ve dizilerindeki gibi alt uzay ve kalkan teknolojisi yeter de artar bile 🙂
uzaylı teknolojisi filan hep uydurma. Sakın inanmayın böyle şeylere. Bu arada bilinen 1957 gezegen varmış.
1957 nere 46 milyar nere?
böyle bi gezegene bi sonda yollansa acaba kaç senede varır.
yada şu anda o gezegende bi sondamız olduğunu varsayarsak oradan bize bi resmin ulaşması için sanırım 6 sene beklemek zorunda kalacağız….
sondaya bi komut yollamak istersek yolladığımız komut 6 senede ulaşıp geri cevabın bize ulaşması da 6 sene sürecekse toplamda 12 sene
baya mesele….
Burada bir düzeltme yapayım. Oraya yollayacağınız sinyal 600 yılda ancak ulaşabilir. Çünkü evrendeki en yüksek hız ışık hızıdır. Yıldızdan bize ışık 600 yılda ancak geliyor. Sizin hesaba göre komutun gitmesi en az 600 yıl ve geri dönmesi ise toplamda 1200 seneyi bulur.