Bazen karşılaşılan büyük bir sorunu tek bir ülkenin çözmesi zordur.
Bu mesaj teknolojik olarak gelişmiş 25 ülkenin temsilcilerinin katıldığı Bremen-Almanya’daki toplantıda verildi. Sorun ise güneş fırtınaları.
Toplantıya başkanlık eden NASA’dan Lika Guhathakurta: “Sorun ne zaman olacağını tahmin edemediğimiz güneş fırtınalarıdır. Biz bir sonraki güneş fırtınasının 2013’de zirveye ulaşacağını düşünüyoruz” diyor.
Güneş ile Dünya 150 milyon km gibi güvenilir bir uzaklığa sahiptir. Uzay araçları ve dünya üzerinde kurulu teleskoplarla güneşin dış atmosferinden fırlayan parçacıkların dünya atmosferinde manyetik fırtınalar oluşturduğunu gösterdi. Üstelik bu etki çok hassas bir şekilde gerçekleşir. Tipik olarak bu görünmez kuvvetin çizgilerini dünya kutuplarında günde birkaç kez izleyebilirsiniz.
“Güneş ve Dünya’yı birbirine bu şekilde bağlıdır. Biz bu nedenle onları ayrı olarak düşünemeyiz” diyor Guhathakurta.
Birkaç yıl önce güneş-dünya sistemi arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla Güneş Fiziği (heliophysics) çalışmaları başlatıldı. Bunun için bu alana katılımı desteklemek amacıyla Birleşmiş Milletler 2007 yılını Uluslararası Güneş Fiziği Yılı (International Heliophysical Year) olarak ilan etmişti.
Güneşte gerçekleşen olaylar oldukça karmaşık bir problemdir. Bu hava durumu tahminine benzemekle birlikte daha zordur. Güneş’in plazma ve manyetik yapısı ise zorluğun asıl nedenidir. Buna karşılık Güneş, problemin yarısını oluşturur, diğer yarısı ise Dünya ile ilgilidir. Dünya’nın manyetik alanı ve atmosferi güneş fırtınasına nasıl bir tepki vereceği hala sırrını korumaktadır. Bu sorunu çözmek için bilim insanları süper bilgisayarları kullanıyorlar. Sırf bu nedenle bu tahminler, mevcut hava tahminlerine göre 50 yıl daha geridedir.
“Bu konuda daha fazla veriye ve fikre ihtiyaç duymaktayız” diyor Guhathakurta.
Toplantı dönem başkanlığını devir alacak olan Çin Bilimler Akademisi’nden Dr. Ji Wusu: “Bizim bu alanda önemli katkılar yapacağımızı düşünüyorum. Bu alanda çalışma birçok bilim insanımızın yine bir çok fikri bulunuyor.
Bir başka sorun ise çalışılacak alanın büyüklüğüdür. Güneş fiziği yüz milyonlarca km’lik bir alanda çalışma yapmayı gerektirir. Sadece neler olup bittiğini gözlemek açısından bile önemli bir alandır bu. NASA ve diğer uzay araçlarından onlarcası uzayda bu devasa hacim içinde yayılmışlardır.
“Az sayıda olan şamandıra ile dünyadaki tüm okyanusları izlemeye çalıştığınızı düşünün. Bu ne kadar zorsa bizim durumumuzda o denli zordur” diyor Guhathakurta.
Çin, mitolojilerinde yer alan KuaFu adlı bir devin adını verdiği araçla güneşi izlemeyi planlıyor. KuaFu, L1 denilen Lagrange noktasındaki yörüngesine yerleştirilerek güneşten gelen rüzgarı ölçecek.
“Biz stratejik bir noktaya KuaFu’yu yerleştireceğiz. L1, güneş rüzgarının dünyayı etkilediği önemli bir giriş noktasıdır” diyor Wu.
KuaFu ile birlikte uzayda güneşi gözleyen uzay aracı sayısı da artacak. Şimdiye kadar bu konuda NASA, ESA, Rusya Uzay Ajansı, Kanada Uzay Ajansı, Japon Uzay Ajansı (JAXA) ve Çin önemli katkılarda bulundular.
Ve tam zamanında….
Şimdiye kadar gözlenen ve alınan verilerin ışığında güneş döngüsü 2013’de zirveye ulaşacak. Büyük bir olasılıkla bu döngü kayıtlardaki en büyük zirveyi oluşturmayacak, bu doğru. Ama insanoğlunun kullandığı teknoloji de eskiye göre daha fazla. Bu da etkilenme oranını arttıran bir etken. Günlük yaşamın temelleri artık, gerek mali hizmetler gerekse iletişim uydulardan ve ileri teknoloji ürünü elektronik araçlarına bağlı. Ulusal Bilimler Akademisi’nin 2008 yılında yayınladığı raporu, güneşteki fırtınanın milyarlarca dolarlık zarara yol açabileceğine dikkat çekmiştir.
“Bir Güneş Katrinası (Katrina fırtınasına atıfta bulunuluyor) için hazırlık yapmak üzere dünyadaki bilim insanlarını güçlerini birleştirdiler. Bu hafta düzenlenen toplantıda amaçlarımızdan birkaçı ele alındı” diyor Guhathakurta.
Kaynak: NASA-Science