ETH Zürih ve Zürih Üniversitesi’ndeki gökbilimciler diğer uluslar arası araştırmacılar ile birlikte yürüttükleri çalışma sonucunda Güneş çevresinde bol miktarda “görünmez” karanlık madde olduğunu tespit ettiler. Bu, karanlık maddenin Samanyolu Gökadası’nın diskini çevrelediğini söyleyen kuramla uyuşmakta olan benzersiz benzetimlerle gösterilmiş ilk çalışmadır. Ekip ayrıca karanlık maddenin yeni bileşeninin de böylesi bir çalışmayla bulunabileceğini belirtiyor.
Karanlık madde tanımı ilk kez 1930’larda İsviçreli gökbilimci Fritz Zwicky tarafından yapıldı. Zwicky karanlık maddenin gökadalara arasındaki boşluğu doldurduğunu öne sürmüştü. Aynı dönemde Hollanda’dan Jan Oort, Güneş’in çevresindeki yıldızların ve gazın yoğunluğunun olması gerekenin iki katı olduğunu belirlemişti. O zamandan beri gökbilimciler evrendeki gökadaları ve gökada kümelerini saran karanlık maddenin yapısıyla ilgili çeşitli kuramlar geliştirdiler, ancak karanlık madde gizemini korumayı sürdürmüştür. Oort’un ölçümlerinden sonra son zamanlarda yinelenen ölçümler karanlık madde miktarının beklenenden 3-6 kat fazla olduğunu gösterdi. Geçen yıl yapılan çalışmalar ise karanlık madde miktarının daha az olması gerektiğini gösterdi. Hangisi doğru olabilir?
Samanyolu Testi
Ekip karanlık madde tespiti için yeni bir yöntem geliştirdi. Araştırmacılar gerçek değerleri göz ardı ederek sadece Samanyolu’nun görsel görüntüleriyle kütle ölçümü yaptılar. Bunun sonucunda geçmiş yıllarda yapıldığı gibi karanlık madde miktarının daha fazla olduğunu buldular. Hangisinin doğru olduğunu belirlemek için de Güneş çevresindeki turuncu K sınıfı cüce yıldızların pozisyonları ve hızları yeni yöntemle değerlendirilerek yerel bölgenin karanlık madde miktarı bulundu.
Güneş’in Çevresindeki Karanlık Maddenin Kanıtı
Silvia Garbari: “Güneş’in çevresindeki karanlık madde miktarının % 99 olduğundan eminiz” diyor. Bu oran ekibin öne sürdüğü ve çalışmayla ortaya çıkan % 90’lık orana göre daha az. Ancak elbette burada % 10’luk bir hata payı olabilir, sonuçta istatistiksel bir ölçüm. Sonuçta bu değerler Silvia’nın deyimiyle, “karanlık madde diskinin kanıtı” olabilir. “Son zamanlarda ortaya çıkan yeni bir kurama göre gökadamızdaki karanlık maddenin yoğunlaşması nedeniyle yakınımızdaki bölgede yer alan karanlık maddenin baskısının arttığı anlamına gelebilir.”
Pek çok fizikçi normal madde ile çok zayıf etkileşimde bulunan karanlık maddenin, yer altı deneylerinde tespit edilebileceğine inanıyor. Prof. George Lake: “Karanlık madde bildiğimiz normal parçacıklardan oluşuyorsa sen bu yazıyı okuyana kadar milyarlarcası vücudumuzdan geçiyor demektir. Deneysel fizikçiler karanlık madde için çok önemli olan bu deneyleri şimdi XENON ve CDMS yardımıyla yapıyor. Böylece karanlık maddenin özelliklerini ve dolayısıyla da ne tür bir parçacığa sahip olduğunu belirleme arayışı içindeler.