Arizona Üniversitesi Steward Gözlemevi’ndeki gökbilimciler yıldızına yakın yörüngede dolanan bir gezegenin keşfedilmesiyle ilgili yeni bir optik yöntem geliştirdiler.
63 Işık Yılı Uzaklıktaki Beta Ressam (Beta Pictoris) yıldızının 7-10 Jüpiter kütleli gezegeninin varlığı daha önce Avrupa Güney Gözlemevi’ndeki Çok Büyük Teleskop ile onaylanmıştı.
Yıldız ışığını izleyerek bu yoğun ışık içinde yer alan gezegen bulunabiliyor.
Steward Gözlemevi’nden Phil Hinz: “Bu teknik yeni gezegenlerin keşfinde önemli bir kapı açmıştır. Şimdiye kadar Neptün yörüngesinde ve daha ötesi kadar uzaklıklarda yer alan gezegenler bulabiliyorduk. Şimdi ise yıldıza daha yakın yerlerde bulunan gezegenleri görebileceğiz” diyor.
Başka bir ifadeyle sistemimize bizdeki olanaklarla dışarıdan bakan bir yabancı gökbilimci, ancak Uranüs ve Neptün’ü keşfedebilirdi. Daha içeride yer alan Merkür, Venüs, Dünya, Mars ve Satürn’ü ise göremezlerdi.
Yeni optik sisteminin gücünü karşılaştırmak amacıyla Neptün’ün Güneş’ten 4.5 milyar km ya da 30 GB (1 GB=Güneş-Dünya uzaklığı, 150 milyon km) kadar uzaklıkta yer aldığını hatırlatmakta fayda var.
Yeni görüntülenen Beta Ressam b gezegeni yıldızından, yıldız sistemlerinde gezegen kütlelerinin çoğunluğunu oluşturduğu düşünülen, 7 GB uzaklıkta bulunuyor. Hinz’e göre yıldızların 5 ile 10 GB kadar uzaklıktaki yörüngeleri büyük kütleli gezegenleri barındırır.
Gezegen avcıları çeşitli yöntemlerle ötegezegenlerin izlerini bulmaya çalışır. Bu yöntemlerden biri olan gezegenin yıldızda oluşturduğu küçük kütle çekimi nedeniyle yıldızın sallanmasıyla ilgili yöntemle şimdiye kadar çok az gezegen keşfi yapıldı.
Hinz’e göre sayısı gittikçe artan ötegezegenlerin arasında yıldızdan uzak dev gaz gezegenlerin keşfi daha kolaydır. “Geliştirdiğimiz teknik Jüpiter büyüklüğündeki alt kütleli gaz gezegenlerin keşfine izin verir. İlk kez biz Alfa Erboğa (Alpha Centauri) gibi çevresi oldukça aydınlık olan bir yıldızın çevresinde dev gaz gezegenlerinin görülebileceğini gösterdik” diyor Hinz.
Yıldız ışığının son derece duyarlı bir yöntemle arıtılması ve yüksek ölçüde karmaşık matematiğin kullanımı gökbilimcilerin buluş yapmasını sağlıyor.
Steward Gözlemevi’nden John Codona: “Aslında gezegenden gelen sönük ışık yıldızın daha güçlü ışığı altında kaybolur. Biz bu sönük ışığı ortaya çıkarıyoruz. Eğer siz yıldız ışığından 1 milyon kez daha sönük yeni şeyler bulmayı hedefliyorsanız büyük bir sorununuz var demektir” diyor.
Ötegezegenlerden gelen bu zayıf ışığı bulmak için gökbilimciler yıldızın parlak diskini örtüyor.
Kendi matematiksel yöntemini kullanan Codona, teleskop içine giren yıldız ışığını içindeki dalgalanmaları aradı. “Bu okyanusun dibinden güneşe bakmaya benzer. Yüzeydeki dalgalanma nedeniyle gökyüzü ve bulutlar tamamıyla farklı görünecektir” diyor İsviçre Ulusal ve Enstitü ve Teknolojisi’nden gökbilimci Sascha Quanz.
Tekniğin uygulanmasında Arizona’daki Hopkins Dağı’nda bulunan 6.5 metrelik teleskopun büyük etkisi olmuştur.
Kaynak: Science Daily