Dünyanın en büyük dört teleskobunu kullanan bilim insanları, onlarca ışık yılı uzaklıkta yer alan iki genç yıldızın çevresinde, Dünya-Güneş uzaklığı kadarlık bölgelerinde tozlu ve kayalık disklerin olduğunu keşfettiler.
Gökbilimciler ESO’nun 8 m çapındaki Çok Büyük Teleskobuna (VLT) takılan MIDI kızılötesi ile 100 m çapındaki bir teleskop ile elde edilebilecek verileri elde ettiler.
MIDI, biri Güneş’ten daha sıcak diğeri daha soğuk olan Güneş benzeri iki yıldızı gözledi. İlki HD69830 olarak kodlanmış 2 milyar yıl yaşındaki K0V turuncu yıldız. Yıldız 41 ışık yılı uzağımızda ve Pupa takımyıldızında bulunuyor. Yıldızın Neptün benzeri üç gezegeni bulunmaktadır. İkinci yıldız olan eta Corvi, 59 ışık yılı uzaklıkta, Karga (Corvus) takımyıldızında bulunuyor. Yıldız 1.3 milyar yıl yaşında ve F2V sınıfında yer alıyor. Daha önceden yapılan gözlemler her iki yıldızın çevresinde madde diski olduğunu göstermişti. Disk eta Corvi’den 22.5 milyar km uzaklıkta dolandığı için kolaylıkla bulunmuştu.
MIDI ile taranan HD69830 yıldızının 7.5 ile 360 milyon km uzaklığını saran görece küçük toz diski açık bir şekilde görülüyor. Burada bulunan gezegenlerden bu toz diskinin manzarası müthiş görünecektir.
Tozun kaynağına ilişkin yapılan bir tahmin yıldızın çevresinde dolanan gezegenler, asteroitler ve kuyrukluyıldızların yüksek oranda çarpışması olarak yürütülüyor. Benzer bir diskte eta Corvi’den 24 ile 450 milyon km kadarlık alanı kaplayan bölgesinde keşfedildi (Dünya-Güneş uzaklığı 150 milyon km’dir.)
MIDI ile elde edilen bu sonuçlar disklerin yıldızlarına çok yakın olduğunu gösteriyor. Her iki yıldızın yaşı ve disklerin konumları burada yer alan büyük nesnelerin çarpışmış olabileceğini de akla getiriyor.
Kele Üniversitesi’nden Dr. Rachel Smith, bu arayışın temelinde dünya benzeri gezegen keşfinin yattığını belirtiyor. “MIDI ile varılan bu sonuçlara ancak evreni gözleyen büyük teleskoplarla varabilirdik. Yörüngesinde kayalık gezegen olduğu bölgelerde oluşan çarpışmaların benzerini dünyada yaşamıştı. Bu karşılaştırmalar ile kuramın söylediği gezegenlerin nasıl oluştuğunu ve geliştiğini, doğrudan gözlem yaparak yeni yeni test edebiliyoruz.”
Kaynak: Science Daily