Dünya’nın tek uydusu Ay olmayabilir. Biraz abartılmış bir cümlede olsa Dünya’nın çekimine kapılıp çevresinde dolanan sadece Ay olmayabilir. Birçok küçük asteroit yakında Ay’ın yanına eklenebilir.
Araştırmacılar uzun zaman boyunca uzayda dolaşıp Dünya’nın çekimine kapılıp gezegenin geçici uyduları olabilecek asteroitler olabileceğini birkaç yıl önce fark etmişti. Bunlardan biri de 2006’da yakalanan 2006 RH120 adında birkaç metrelik asteroit.
İlk önce bunun bir roket parçası olduğu düşünüldü. Ancak NASA’nın Jet İticileri Laboratuarı’nda yapılan inceleme sonucunda bunun roket parçasından daha ağır olduğu belirlendi. Böylece bulunan nesnenin asteroit olabileceği üzerinde duruldu. Ancak Dünya’nın bu türden asteroitleri ne kadar sıklıkla yakaladığı bilinmiyor. Yeni hesaplamalar bunun gibi küçük ve sönük görünümlü geçici uyduların yeni gözlemlerle ortaya çıkarılabileceğini gösteriyor.
Finlandiya Helsinki Üniversitesi’nden Mikael Granvik ve ekibi, mahalle boyutlarındaki bu asteroitlerin çok miktarda olabileceğini bilgisayar benzetimleriyle gösterdi.
Bir asteroitin Dünya tarafından yakalanabilmesi için neredeyse Dünya’nın yörüngesine benzer bir yörüngede dolanması gerekir. Yaklaşık bizim gezegenimizin hızına sahip olan bu asteroitler Ay ve Güneş’in de yardımıyla Dünya’nın çekimine kapılır ve artık hareketleri salınımlı olur.
Ekip yaklaşık 1 metrelik bir asteroitin Dünya yörüngesinde dolandığını ve bunun yanı sıra yaklaşık 1000 tane de 10 cm boyutlarında daha küçük göktaşlarının olabileceğini söylüyor. (Icarus, DOI: 10.1016/j.icarus.2011.12.003). Granvik: “Bu insanlara fazla gelebilir ama bizce çok daha fazlası var” diyor.
Asteroitler Dünya’dan Dünya-Ay uzaklığının beş ile 10 katı kadar uzakta yer alıyor. Bunlardan bazıları 1 yıldan kısa süre Dünya’nın çekim alanı etkisinde kalmasına karşılık bazıları daha uzun süre kalabiliyor. Ekibin gerçekleştirdiği benzetimler bazı asteroitlerin yaklaşık 900 yıl boyunca yörüngede kaldığını gösteriyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Richard Binzel: “Bol miktarda küçük göktaşı olduğu Dünya’nın zaman zaman bunları yakalaması gerçeğiyle uyuşuyor. Aslında orada olmamaları şaşırtıcı olurdu” diyor.
Granvik: “Geçmişte bu asteroitlerden bazılarının görülmüş olması muhtemeldir. Ancak yapay uydular ve bunların parçaları olarak düşünülmüş olabilirler.”
Granvik belki de bu meteorlardan bazılarını Dünya’ya getirip inceleme yapılabileceğini umuyor. Dünya’ya düşen meteorlar çoğunlukla kavrulmuş olduklarından bunların bozulmamış olduğuna işaret ediyor. Asteroitler güneş sisteminin ilk dönemlerine ve gezegenlerin oluşumuna ilişkin bilgi verebilir.
Granvik, NASA, Avrupa Uzay Ajansı ve Japon Uzay Ajansı (JAXA)’nın birlikte geliştirecekleri bir projeyle bu asteroitlerden birkaç örnek alıp dünyaya getirilebileceğini düşünüyor. “Böylesi bir görev ajanslar için de oldukça ekonomik olacaktır” diyor.