28 Kasım’da hayatta kalma mücadelesinin sonucu belli olacak olan ISON Dünya yörüngesini geçerek Güneş’e doğru hızla ilerliyor. Kuyrukluyıldız tahmincileri yanıltan bir parlaklıkta olsa da gözlemevlerine adeta poz veriyor. Gözlemevleri ve amatör gökbilimciler kuyrukluyıldızın incecik yeşil atmosferini ve ipliksi çift kuyruğunu görmeye başladılar bile.
ISON (Oort Bulutu’ndan kopup ilk kez iç sisteme geliyor)’un bu macerasının nasıl sonuçlanacağına ilişkin çeşitli tahminler var ama gökbilimciler hiçbirinden emin değil. Acaba ISON 28 Kasım’da hayatta kalabilecek mi? Gerçekten çıplak gözle görülecek kadar parlayabilecek mi?
Lowell Gözlemevi gökbilimcilerinden Matthew Knight NASA’nın ISON Gözlem Programı’ndan soruımlu ekibin bir üyesi ve bazı olasılıkları hatırlatıyor.
“Kronolojik açıdan üç farklı senaryo ürettik” diyor. “Hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin hepsi aslında heyecan verici sonuçlar doğuracak. Sonuçta yeni bilgiler de edineceğiz.”
Senaryo 1: Ani Parçalanma
Herhangi bir zamanda olabilecek bu senaryoya göre ISON kendiliğinden parçalanabilir. Kuyrukluyıldızın çok küçük bir kısmı (% 1’den az) parçalanmış durumda. Bu senaryoya uygun örnekler ise 2000 yılındaki LINEAR (C/1999 S4) ve 2011’deki Elenin (C/2010 X1)’dir. ISON şimdi bu kuyrukluyıldızların parçalandığı bölgeye, Güneş’ten 0,8 AB uzaklıktaki alana yaklaşıyor.
ISON gerek yeryüzündeki gerekse uzaydaki teleskoplarca izleniyor. Eğer ISON parçalanacak olursa bu bir kuyrukluyıldızın ölümüyle ilgili şimdiye kadar elde edilmiş en büyük veri arşivini de beraberinde getirecek.
Senaryo 2: Güneş’e En Yakın Konumda Ölüm
ISON eğer önümüzdeki birkaç hafta boyunca hayatta kalırsa önüne önemli bir engel çıkacak: Güneş. Güneş’e en yakın konuma 28 Kasım’da ulaşacak olan ISON’un sıcaklığı 5000 C derece dolaylarına çıkacak ve yüzeyindeki toz ve kayaların önemli bir kısmı buharlaşacak.
Gerçek bir cehennemi yaşayacak olan ISON’un hayatta kalması mucize gibi görünse de kaybedeceği kütle çekirdeğine oranla oldukça küçük. ISON’un hayatta kalabilmesi için en az 200 m genişliğinde olması gerekiyor ki verilere göre ISON 500 m ile 2 km’lik bir genişliğe sahip. Elbette böylesi aşırı sıcaklıktan mümkün olduğu kadar az etkilenmesi de hızına bağlıdır. ISON çok hızlı bir şekilde Güneş’e yaklaşmaya devam ediyor.
ISON için bir başka etken ise Güneş’in muazzam çekimi nedeniyle yıldıza çok yaklaşması. Bu ise yüzeydeki buharlaşmayı arttırır.
Kuyrukluyıldızın bu kadar yıpranması muhteşem görüntüsüne engel değil. Örneğin Aralık 2011’de Lovejoy kuyrukluyıldızı Güneş’in yüzeyinden sadece 100.000 km uzağından geçti. Böylece gözlemcileri büyüleyen oldukça uzun bir kuyruğa sahip oldu.
Senaryo 3: Kahraman Savaşçı
Son senaryo ise daha basit: ISON Güneş’e rağmen kuyrukluyıldız olarak hayatta kalmaya devam edecek. Böyle bir durumda ise Güneş’e yeterince yaklaştığından dolayı uzun bir kuyruğa sahip olacağından önemli miktarda toz kaybedecek. Görmeyi istediğimiz bu durumda ise ISON tıpkı 2007’nin sabah pırıltısı McNaught (C/2006 P1) kuyrukluyıldızı gibi uzun kuyruğuyla gökyüzünde poz verecek.
ISON bu senaryolar dışında birkaç parçaya da ayrılabilir ki bu olağandışı bir görüntü demektir. Gökbilimciler kuyrukluyıldızın hayatta kalma olasılıklarını dışarı attığı maddeye bakarak anlamaya çalışıyor.
“Bence 3. durum daha olası” diyor Knight.
“Sonucu heyecanla bekliyor olacağız. Gökbilimciler ellerindeki en büyük teleskoplarla adeta derin dondurucudan güneş fırınına ilerleyen 4,5 milyar yıl yaşındaki kuyrukluyıldızı çalışma şansını buldukları için çok mutlu olmalı.”
“Yolculuk yeni başladı, ne diyelim dayan ISON.”
Not: ISON’un durumunu, hızını ve 3D modelle konumunu CometISON sayfasından izleyebilirsiniz.