Gezegenimizdeki Güneş, yağmur, kar ve sise alışık olan biz insanlar için başka bir yaşam biçimini hayal etmek imkansız olabilir. Gökten yapışkan bir maddenin yağması bizim hayal gücümüzün dışında kalacaktır.
Geçtiğimiz Şubat ayında keşfedilen COROT-7b gezegeninin atmosferine ilişkin yeni detaylar elde edildi. (Konuyla ilgili daha önce yayınlanan iki haberi Gökbilgi‘de ve burada bulabilirsiniz) Washington Üniversitesi’ndeki ekibe göre gezegendeki kayalar, eriyen lav göllerinin hava ve yağmur etkisiyle yoğunlaşmasıyla oluşmuş.
Son 20 yıl içinde sayıları 400’e yaklaşan ötegezegen keşfedildi. Bu gezegenlerin çoğu sıcak Jüpiter devleridir. Öte yandan COROT-7b en az iki Dünya büyüklüğünde ve en az beş Dünya kütleli olmasıyla bulunan birkaç küçük ötegezegenden biridir.
Geçtiğimiz Ağustos ayında da COROT-7c keşfedildi. (Konuyla ilgili olarak daha önce yayınladığım haberi ve Bulutsu sitesindeki yazıyı inceleyebilirsiniz.) İki gezegene ilişkin veriler incelenerek COROT-7b’nin yoğunluğu hesaplandı. Bruce Fegley Jr, gezegenin silikat kayalardan oluşan karasal gezegen olduğundan bir kuşkuları kalmadığını belirtiyor. Ancak yaşama elverişli durumda değil. Gezegen yıldızından yalnızca 1,6 milyon km uzaklıkta bulunuyor. Merkür, Güneş’ten bu uzaklığa göre 23 kat daha uzaktadır.
Gezegen yıldızına bu kadar yakın olduğundan aynı Dünya-Ay ikilisi gibi birbirine kilitlidir. Yani gezegen, bir tarafı sürekli yıldızına dönük olarak seyretmektedir. Gezegenin yıldızına bakan tarafı 2327 C derece (2600 K derece) sıcaklığındadır. Dünya’nın ortalama sıcaklığının 15 C derece olduğu düşünülürse bu sıcaklık çok ama çok yüksek bir sıcaklıktır. Yıldızı göremeyen diğer tarafı ise -223 C (50 K) derece sıcaklığıyla donmaktadır.
Büyük bir olasılıkla Dünya atmosferindeki su, azot ve karbondioksit gibi uçucu gazlar COROT-7b’nin atmosferinde bulunmuyor. Gezegende lav okyanuslarında erimiş silikat kaynaklı bir atmosfer olabilir. Böyle bir yapının nasıl olabileceği sorusunun yanıtı için ekip termokimyasal denge hesapları kullandı.
Ekip, hangi minerallerin hangi şartlarda kararlı olduğunu bulmak için 1986 yılında Harvard Üniversitesi’nde geliştirilen MAGMA adlı bir programı kullandı. Aynı program 2004 yılında Jüpiter’in Galile uydusunun sıcaklığını belirlemek için de kullanılmıştı.
Gözlemlerden elde edilen bilgiler eşliğinde programa dört farklı değerlerle giriş yapıldı. Sodyum, potasyum, silikon monoksit ve oksijen. Diğer elemanlar olarak da magnezyum, alüminyum, kalsiyum ve demir gibi elementlerde az miktarda eklendi.
Burada oksijenin alınması kafaları karıştırabilir. Günümüzden 2,4 milyar yıl önce de Dünya’da bitkilerin hayata başlamasına neden olan oksijen gazı belirlemeye başlamıştı. Oksijen kayalarda en bol bulunan elementtir. Kayanın erimesiyle oksijen üretimi birbiriyle bağlantılıdır.
Bulutlardaki yoğunlaşma yüksekliğe bağlıdır. Kaynama noktası az ve uçucu olanlar atmosferin üstünde, ağır olanlar ise atmosferin altında yoğunlaşırlar. Gezegenin atmosferinde asfalt gibi, jöle kıvamındaki hidrokarbonlar atmosferde yoğunlaşmış olabilir.
COROT yıldızından gezegene vuran yıldız rüzgarları kayalardan açığa çıkan sodyum ve potasyumun yoğunlaşmasına izin vermemektedir. Gezegendeki bulutlar, Dünyadaki teleskoplar ile algılanabilir. Sodyum tayf ölçerin turuncu kısmına kayarak kendini göstermektedir.
Gözlemler COROT’un her iki gezegeninde bulunan sodyumun farklı olduğunu gösteriyor. COROT-7b atmosferi kesinlikle nefes aldırmayan bir gezegen olmasına karşılık gökbilimcilerin ilgisini çekmeyi başarmış bir gezegen olarak ön plana çıkmaktadır.
Kaynak: Science Daily