Yeni bir araştırma şimdiye kadar keşfedilmiş en büyük kuyrukluyıldız olan Bernardinelli-Bernstein (BB)’in düşünülenden daha aktif olduğu, yani içindeki buzun buharlaştığı ve koma olarak bilinen bir toz ve buhar zarfı oluşturduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar Güneş’ten uzakta olmasına karşılık aktif olan sadece bir kuyrukluyıldız keşfedildi ki, o da BB’den küçüktü. Araştırma Maryland Üniversitesi gökbilimcilerince yapıldı.
Veriler, gökbilimcilerin BB’nin kimyasal yapısının belirlenip Güneş Sistemimizin oluşumu sırasındaki koşullar hakkında bilgi verecektir. Sonuçlar 29 Kasım 2021’de The Planetary Science Journal’da yayınlandı.
Maryland Üniversitesi Astronomi Departmanından araştırmacı Tony Farnham: “Bu gözlemler aktif kuyrukluyıldızlar için mesafeleri bildiğimizden daha öteye götürüyor” diyor.
Bir kuyrukluyıldızın ne zaman aktif hale geldiğini bilmek kimyasal yapısının da anahtarıdır. Genellikle ‘kirli kartopu’ ya da ‘buzlu pislik topu’ olarak adlandırılan kuyruklu yıldızlar, Güneş Sisteminin oluşumundan arta kalan toz ve buz yığınlarıdır. Yörüngedeki bir kuyruklu yıldız Güneş’e yaklaştıkça ısınır ve buzları buharlaşmaya başlar. Buharlaşmanın başlaması için sıcaklığının ne kadar olması gerektiği ve buzun içerik bilgisi gereklidir (örneğin su, karbon dioksit, karbon monoksit veya başka bir donmuş bileşik).
Bilim insanları ilk olarak BB kuyruklu yıldızını Güney yarım küre gökyüzünü araştırmak için oluşturulmuş uluslararası çalışma olan Karanlık Enerji Araştırması (Dark Energy Survey)’ndan alınan verilerle Haziran 2021’de keşfettiler. Çalışma verileri kuyrukluyıldızın çekirdeğini göstermesine karşılık aktif durumda oluşan toz ve buhar zarfını ortaya çıkarmak için yeterli çözünürlüğe sahip değildi.
100km çapındaki BB kuyruklu yıldızı şimdiye kadar keşfedilen en büyük kuyruklu yıldızdır ve Güneş’e Uranüs’ten daha uzaktır. Genellikle kuyruklu yıldızlar 1km çapındadır ve Güneş’e daha yakındırlar. Farnham keşfi duyduğunda BB kuyruklu yıldızının görüntülerini, 28 günde tüm gökyüzünü tarayan Geçiş Ötegezegen Araştırma Uydusu (TESS) ile de görülüp görülmediğini merak etti. TESS’in uzun süreli gözlem yeteneğiyle daha fazla ayrıntıya ulaşabileceğini düşündü.
Farnham ve ekibi 2018’den 2020’ye kadar TESS ile toplanan BB kuyruklu yıldızının binlerce görüntüsünü birleştirdi. Farnham, görüntüleri bir araya getirerek kontrastı artırmayı ve kuyrukluyıldızı daha net bir şekilde görmeyi başardı. Ancak kuyruklu yıldızlar uzak cisimlere göre daha hızlı hareket ettiğinden BB’nin eldeki karelerinin hizalanması gerekiyordu. Böylece kuyruklu yıldızın görüntüsü güçlendirilirken bireysel çekimlerdeki hatalı lekelerde ortadan kaldırıldı. Böylece BB’yi çevreleyen puslu toz parıltısı ortaya çıkarılırken BB’nin ‘komaya girdiği’ ve aktif olduğu kanıtlandı.
Koma yorumuna neden olan bulanıklığın yalnızca görüntülerin üst üste istiflenmesinden kaynaklanmadığından emin olmak isteyen ekip, bu tekniği erken dönemden kalan buzlu kalıntıların bulunduğu BB kuyruklu yıldızından daha uzağında yer alan Kuiper Kuşağındaki etkin olmayan cisimlerin görüntüleriyle tekrarladı. Bu cisimler bulanıklık olmadan net görülünce, araştırmacılar BB kuyruklu yıldızının çevresindeki hafif parıltının aslında aktif bir koma olduğundan emin oldular.
BB kuyrukluyıldızının boyutu ve Güneş’e olan uzaklığı, komayı oluşturan buharlaşmış buzun karbon monoksit tarafından yönetildiğini gösteriyor. Karbon monoksit, BB kuyruklu yıldızının Güneş’ten, keşfedildiği zamandan beş kat daha uzaktayken buharlaşmaya başlayabileceğinden, çok daha önce aktifleştiği söylenebilir.
“Bu kuyruklu yıldız muhtemelen daha aktif ve böylesi bir durumu daha önce görmemiştik. Henüz bilmediğimiz bir şey de, bu şeylerin aktif hale gelmeden önce soğuk hava deposunda görmeye başlayabileceğimiz bir kesme noktası olup olmadığı” diyor Farnham.
Farmham’a göre bir kuyruklu yıldız komasının oluşumu gibi süreçleri her zamankinden daha iyi gözlemleme yeteneği gökbilimciler için heyecan verici yeni bir kapı aralıyor.
“Bu sadece başlangıç. TESS henüz keşfedilmemiş şeyleri gözlemliyor ve bu bulabileceklerimizin bir nevi testi. Bir kuyruklu yıldız göründüğünde, zamanda geriye gitme potansiyelini yakalıyoruz. Güneş’ten oldukça uzak mesafelerdeki cisimleri bu görüntülerle bulabiliyoruz” diyor.