NASA’nın Chandra X-Işını Gözlemevi verilerini kullanan gökbilimcilere göre Samanyolu merkezindeki dev karadelik çevresinde görülen buharlaşma ve fişeklerin nedeni yutulan asteroitler olabilir.
Chandra birkaç yıldır Yay A* (Sagittarius A*) olarak bilinen süper kütleli karadelikten X-ışını fişekleri görüyordu. Fişekler birkaç saat içerisinde parlaklıklarını yüz katına çıkarıyor. Aynı olay Şili’de ESO’nun Çok Büyük Teleskopu ile kızılötesi verilerle de ortaya çıkarılmıştı.
İngiltere-Leicester Üniversitesi’nden Kastytis Zubovas: “İnsanların karadelik çevresinde asteroit grubu olup olmamasına ilişkin kuşkuları bulunuyordu. Çalışmamızda böylesi aniden ortaya çıkan fişeklerin ancak asteroitlerle oluşabileceğini belirledik” diyor.
Zubovas ve ekibi kendi yıldızlarından koparılmaya çalışılan yüzlerce asteoit ve kuyruklu nesnenin Yay* çevresinde bir bulut oluşturduğunu düşünüyor. Karadeliğin yaklaşık 150 milyon km (Dünya-Güneş uzaklığı) kadar yakınına sokulan asteroitler, karadelikten kaynaklanan kütle çekimi nedeniyle parçalanacaktır.
Yay* üzerine düşerken ısınan asteroitler, tıpkı Dünya’ya düşerken atmosferdeki gazlara sürtünerek yanan meteorların görünümü gibi, alev alarak arkalarında ince bir gaz bırakacak şekilde buharlaşır. Kalıntıları da karadelik tarafından yutulur.
Leicester Üniversitesi’nden Sergey Nayakshin: “Yay*’a yakınlaşan bir yıldıza bağlı gezegenin ya da asteroitin yörüngesi değişebilir. Sonuçta karadeliğe sürüklenerek kaçınılmaz sona sürüklenir” diyor.
Chandra’nın gözlemlediği fişeklerin ancak 10 km büyüklüğe sahip büyük asteroitler tarafından oluşabileceği belirtiliyor. Burada Yay*’ın tükettiği çok daha küçük asteroitler de olabilir ancak onların oluşturduğu fişekler çok daha sönük kalacağından fark edilmeleri mümkün değildir.
Bu sonuçlarla Dünya’ya yakın yıldızların çevresindeki asteroit sayısıyla Samanyolu merkezine yakın yıldızlardaki asteroit sayısının benzer olacağı düşünülerek, kaç asteroitin bölgede olacağını tahmin etmeye çalışıyorlar.
Hollanda’dan Amsterdam Üniversitesi’nden Sera Markoff: “Doğrusu 10 milyar yıl yaşındaki gökada merkezindeki karadeliğin birkaç trilyon asteroiti yuttuğunu düşüyoruz. Elbette bu mevcut asteroit sayısının çok azıdır” diyor.
Yay*’ın yakınına sokulan gezegenler asteroitler kadar çok değildir. Böylesi olaylar elbette X-ışını teleskoplar olmadan önce de oluyordu. Şimdi ise Chandra ve diğer X-ışını görevleri yardımıyla bulutlardan yansıyarak gelen X-ışını parlamaları görülebiliyor.
“Böylesi bir gezegenin yaşamı aniden sona erecektir. Güneş Sistemi’ndeki gezegenleri bekleyen sona göre çok daha dramatik bir şekilde” diyor Zubovas.
Yay* dolaylarında gerçekleşecek parlamalar izlenmeye devam ediyor. Bu çalışma asteroit ve gezegen oluşumuna yönelik yeni anlayışları da beraberinde getirecektir.