Hubble şimdiye kadar bilinen en uzak yıldızı keşfetti. Sıcak mavi yıldızın yaydığı ışık, Büyük Patlamadan 4,4 milyar yıl sonraya ait. Bu keşif, ilk yıldızların oluşumu ve evrimleri, gökada kümelerinin birleşmeleri ve karanlık maddenin doğasına ait yeni ipuçları verebilir.
Keşif tesadüfen yapıldı. MACS J1149-2223 gökada kümesindeki yıldıza ait veriler aslında Nisan 2016’da alınmıştı. Takma adı Refsdal olan beklenmedik bir noktada ortaya çıkan süpernovayı incelemek isteyen Patrick Kelly (Minnesota Üniversitesi, ABD), Jose Diego (Instituto de Física de Cantabria, İspanya) ve Steven Rodney (South Carolina Üniversitesi, ABD) tarafından yönetilen uluslararası bir ekip uzaktaki yıldızı keşfetti.
Patrick Kelly: “Refsdal süpernova patlaması izleyen Hubble’ın merceğine uzaktaki yıldızın ışığı düştü [1]. Bu yıldız, süpernovalar hariç, bilinen en uzak yıldızdan 100 kat daha uzaktadır” diyor.
Lensed Star 1 (Mercek yıldız 1, kısaca LS1) olarak adlandırılan yıldızın gözlenen ışığı evrenin şu ankine göre %30’u yaşta olduğu sırada yayıldı –Büyük Patlamadan 4,4 milyar yıl sonra. Yıldızı görebilmek için Hubble ile alınan görüntünün 2000 kez büyütülmesi gerekti.
Jose Diego: “Yıldız, kütle çekimsel mercekleme adı verilen yöntem sonucunda Hubble’ın görebileceği parlaklığa ulaştı” diyor. LS1’den gelen ışık sadece gökada kümesinin devasa kütlesi ile değil, aynı zamanda küme içindeki üç Güneş kütleli başka yoğun cisim tarafından da büyütüldü. Bu yöntem kütle çekimi mikro-mercekleme olarak bilinen etkidir [2].
“LS1’in keşfi gökada kümesinin bileşenlerine yeni bakış açıları getiriyor. Mikro-mercekleme içerisinde yer alan diğer cisim bir yıldız, nötron yıldızı ya da karadelik olabilir” diyor Steven Rodney.
Gökada kümeleri evrenin en büyük yapıları arasında yer almaktadır. Bunları incelemek evrenin genel bileşimi hakkında bilginin artmasını sağlar. Örneğin karanlık maddelere ait ek bilgiler sunar.
“Eğer karanlık madde son zamanlarda önerildiği gibi en azından bir kısmı küçük kütleli karadeliklerden oluşuyorsa bunu LS1 ışık eğrisinde görebilmeliydik. Gözlemlerimiz Güneş’in kütlesinin yaklaşık 30 katı olan karadeliklerin yüksek oranda karanlık maddeden yapıldığı fikrini desteklemiyor” diyor Kelly.
Araştırmacılar LS1’in tayfını elde etmek için tekrar Hubble’a başvurdu. Böylece LS1’in B tipi süper bir yıldız olduğu belirlendi. Bu yıldızlar son derece parlak ve mavi renktedir. Yüzey sıcaklıkları 11 bin ile 14 bin derece arasındadır, yani Güneş’e göre iki kat daha sıcaktırlar.
Ayrıntılı çalışma için James Webb teleskopu gibi yeni ve daha güçlü gözlem araçları gerekiyor. Böylece evrendeki sıra dışı başka cisimler keşfedilebilecek ve yapıları anlaşılabilecektir.
Notlar
[1] Norveçli gökbilimci Sjur Refsdal’ın onuruna Refsdal adı verilen bu süpernova’nın gözlemleri Hubble’ın Frontier Fields projesinin bir parçasıdır .
[2] Yerçekimsel mercekleme, arka plandaki nesnelerden gelen ışığı öndeki bir cismin bükmesi yoluyla uzak cismi büyütmesi ilkesidir. Süreç ilk olarak Albert Einstein tarafından tahmin edildi ve şimdi evrendeki en uzak cisimleri görmek için kullanılmaktadır. Genellikle mercek cismi bir gökada veya gökada kümesidir, ancak bazı durumlarda bir yıldız veya gezegen de olabilir. Habere konu olan keşif bu tür cisimleri içerdiğinden, yöntem mikro-mercekdir.