Gezegenimiz ve dolayısıyla Güneş Sistemi genç yıldızlarla çevrili 1000 ışık yılı genişliğindeki bir balonun merkezinde bulunuyor. Yeni yapılan bir çalışmaya göre 14 milyon önce başlayan bir dizi süpernova ile yıldızlararası uzaya yayılan gaz bulutu genişledi. Güneş bu sırada buluttan uzak olmasına karşılık Samanyolu çevresindeki hareketi nedeniyle bir süre sonra bu bulutun içine girdi.
Çalışma için üretilen 3-boyutlu bir uzay-zaman animasyonuna göre 500 ışık yılı uzaklığa kadar yakınımızda bulunan tüm genç yıldızlar ve yıldız oluşturan bölgeler Yerel Kabarcık olarak adlandırılan dev balonun içinde yer alıyor. Gökbilimciler on yıllardır böyle bir yapının varlığını biliyor; ancak ilk kez Yerel Kabarcığın başlangıcını ve çevresine olan etkisini anlayabilecek durumdalar.
Yeni veriler ve tekniklere dayanarak oluşturulan uzay-zaman animasyonu ilk kez 14 milyon yıl önce patlayan bir dizi süpernovanın yıldızlararası ortamdaki gazı ileri iterek yıldız oluşumu için gerekli olan yapıya büründüğünü gösteriyor.
Bugün iyi bildiğimiz yedi yıldız oluşum bölgesi veya moleküler bulutlar (yıldızların oluşabileceği yoğun bölgeler) balonun yüzeyinde bulunuyor.
Uzay Teleskopu Bilim Merkezinden (STScI) Hubble araştırma ekibi üyesi Catherine Zucker: “Bugün gördüğümüz Yerel Kabarcığın oluşması için milyonlarca yılda yaklaşık 15 süpernova patlamasının olması gerektiğini hesapladık” diyor.
Gökbilimciler tuhaf şekli olan balonun hareketsiz olmadığını ve yavaş yavaş genişlemeye devam ettiğini belirtiyor. “Saniyede yaklaşık 6.5 km hızla ilerliyor. Gücünün çoğunu kaybettiği için hızı neredeyse sabitlendi” diyor Zucker.
Balonun genişleme hızı ve yüzeyinde oluşan genç yıldızların geçmişi ve şu anki yörüngeleri Avrupa Uzay Ajansının Gaia adlı uzay gözlemevinden alınan verilerle hesaplandı.
Viyana Üniversitesinden Prof. João Alves: “Yerel Kabarcığı oluşturan ilk süpernova patladığında Güneş olay yerinden çok uzaktaydı. Fakat yaklaşık beş milyon yıl önce Güneş’in Samanyolu çevresindeki hareketi onu doğrudan balonun içine götürdü. Şu an Güneş Sistemimiz balonun merkezinde bulunuyor” diyor.
Bugün Güneş’in yakınından uzaya baktığınızda balonun yüzeyi boyunca oluşan yıldız oluşum sürecini ön taraftan izleyebiliyoruz.
İlk kez 50 yıl önce Samanyolu’nda çok sayıda süper baloncuklar olduğu teorisi ileri sürüldü. Harvard Üniversitesi Astrofizik Merkezinden Alyssa Goodman: “Şimdi elimizde bunun kanıtı var. Böyle bir balonun ortasında olma ihtimali kaçtır? İstatiksel olarak Samanyolu’nda bu tür baloncukların sayısı az olsaydı Güneş böyle bir balonun merkezinde olabilir miydi?” diyor.
Goodman, Samanyolu’nu çok delikli İsviçre peynirine benzeterek, peynirdeki her deliği süpernovalar tarafından oluşturulmuş ve yeni yıldızların doğum evleri olarak nitelendiriyor.
Ekip şimdi bu baloncukların şekillerini ve boyutlarını 3 boyutlu görebilmek için daha fazla baloncuk haritasını çıkarmayı planlıyor. Baloncukların ve birbirleriyle olan ilişkilerinin haritasını ortaya çıkarmak ölmekte olan yıldızların Samanyolu gibi gökadaların evrimindeki rolünün anlaşılmasını sağlayacaktır.
Zucker yanıtlanması gereken soruları sıralıyor: “Bu baloncuklar nereye değiyor? Birbirleriyle nasıl etkileşiyor? Süper baloncuklar Samanyolu’ndaki Güneşimiz gibi yıldızların doğuşunu nasıl sağlıyor?”