Yeni bir çalışma. Ama dikkati çeken bir çalışma. Samanyolu’nun altı farklı dalga boylarındaki görüntüsünü gözler önüne seriyor:Chromoscope. Uzay Teleskobu evinizde. Türkçe çalışmayı ise Arif Solmaz hazırlamış.
Uzay fotoğrafları
Kedi Pençesi Bulutsusu
ESO, Kedi Pençesi Bulutsusu (Cat’s Paw Nebula) olarak adlandırılmış olan NGC 6334’ün yeni bir görüntüsünü yayınladı. Samanyolu merkezine yakın bir bölgede yer alan bulutsu, yoğun gaz ve toz kümesinin arkasında saklanmaktadır. Bulutsudaki gaz ve toz bulutu, büyük kütleli yıldızların oluşmasına neden olmaktadır.
NGC 6334’ün görüntüsü insana gökte gezen dev bir kedinin pençesini andırdığı için, Kedi Pençesi Bulutsusu olarak da adlandırılır.
Çarpışan Gökadalar
Yeni bir görüntü NGC-6872 ve IC-4970 gökadaları arasında süren çarpışmayı üç farklı teleskopla elde edilen verilerin birleştirilmesiyle elde edildi: Chandra ile X-ışını görüntüsü, Spitzer ile kızılötesi görüntü ve ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile de görünür ışık (kırmızı, mavi ve yeşil dalga boylarında) ile alınan görüntü. Gökbilimciler gökadaların merkezlerinde süper kütleli karadelikler bulunduğunu düşünüyor.
Kozmik Işınlar Nereden Geliyor?
Atmosferimiz uzaydan gelen parçacıklar tarafından sürekli bombardıman edilir. Bu gizemli parçacıklar henüz 100 yıl kadar tespit edildi. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte gelişen ve 10 yıllık bir geçmişe sahip yeni nesil teleskoplarla bu kozmik ışınların yapısı, nasıl oluştukları gibi sorulara yanıt aranmaya başlandı. Bu parçacıklar süpernovalar sayesinde hızlandığı ortaya çıkmıştır ancak tüm sorular yanıt bulmamıştır.
Atmosferi izlemekle görevli Cherenkov teleskopları uzun zamandır kozmik ışınları izlemekte ve bu ışınlar hakkında gerekli bilgiyi toplamaktadır.
Hubble’dan İris Bulutsusu
NASA/ESA Hubble Uzay Teleskobu’ndan muhteşem bir NGC 7023 görüntüsü elde edildi. NGC 7023 Bulutsusu aynı zamanda İris Bulutsusu olarak adlandırılıyor. Bulutsu bir toz bulutunu andırmaktadır.
Gökbilimciler için tozlu bölgeler hem görsel olarak güzel hem de sıkıntı vericidir. Çünkü bu tozlu yapının arkasını veya içini göremeyiz. Ancak bu tozlu yapılarda oluşan yeni yıldızlar sayesinde tozlu yapı görünür hale gelir. İris Bulutsusu’nun kuzeybatısını gösteren bu görüntüde tozlu yapı gözler önüne seriliyor.
Renkli Bir Uzay Mücevheri Görüntüsü
Üç büyük teleskop, ESO’nun Çok Büyük Teleskobu, 2.2 metrelik Li Sills Teleskobu ve NASA/ESA Hubble Uzay Teleskobu’ndan alınan görüntülerin birleşmesiyle muhteşem bir fotoğraf elde edildi. Fotoğrafta bir yıldız kümesinin içindeki mücevher gibi parlayarak kendini gösteren yıldız görünüyor. Çıplak gözle görülemeyen “mücevher” NGC 4755 olarak bilinen kümede yer alıyor. Mavimsi yıldızların ortasındaki bu sönük turuncu yıldız ilk kez İngiliz Gökbilimci John Herscel tarafından 1830 yılında farkedildi.
Barnard Gökadası
ESO’dan Şili La Silla Gözlemevi’ndeki teleskopla NGC 6822 olarak kodlanmış Barnard Gökadası’nın güzel bir fotoğrafı alındı. Küresel kümenin sol üst kısmı zengin yıldız oluşum bölgesi bulunuyor.
ESO’nun yayınladığı yeni fotoğrafta Barnard nesnesi 1,6 milyon ışık yılı uzaklıktadır. Küme, Samanyolu’nun da üyesi olduğu Yerel Grupta bulunuyor. Barnard kümesi 1884 yılında Amerikalı gökbilimci Edward Emerson Barnard tarafından keşfedildi.
Üçüncü Görüntü:Deniz Kulağı Bulutsusu
ESO, ‘GigaGalaxy zoom’ projesinin üçüncü görüntüsünü, Deniz Kulağı Bulutsusu’nun (Lagoon Nebula, M8) 370 milyon piksellik çözünürlükteki fotoğrafını yayınladı.
Yeni görüntü karesi bir buçuk dereceden daha geniş bir alanı kapsıyor. Başka bir ifadeyle sekiz dolunay büyüklüğünde bir bölgeyi gösteriyor. Fotoğraf geniş alan görüntüleyicisinin ESO’nun 2,2 metrelik teleskoba bağlanmasıyla ve 67 milyon piksellik görüntülerin işlenmesiyle elde edildi.
ESO’dan Samanyolu-2
ESO, GigaGalaxy projesi çerçevesindeki ikinci fotoğrafı yayınladı. Fotoğraf gökadamızdaki bir bölgeye ait ve 29 gece boyunca toplam 200 saatlik poz alınarak 1200 görüntünün birleştirilmesiyle oluşturulmuş. Yani çözünürlüğü oldukça yüksek bir başka fotoğraf daha. Fotoğraf gökadamızdaki Yay Takımyıldızı ile Akrep Takımyıldızını kapsıyor. Bu bölge bulutsu ve küresel yıldız kümeleri açısından oldukça zengin bir bölgedir. Amatör gökbilimcilerin en beğendiği bölgeler arasında gelir. Çünkü teleskoplarını birazcık çevirince bir bulutsuya biraz daha çevirince başka bir nesneyi görürler.
ESO’dan NGC-4945 Görüntüsü
ESO, Samanyolu’na benzeyen yakın bir gökadanın yeni bir fotoğrafını yayımladı. NGC-4945 kendi gökadamız gibi merkezin çevresinde dolanan parlak kollarıyla sarmal bir gökadadır. Gökadanın uzaya enerji saçan merkezindeki obur karadelik yakınındaki maddeyi yok ediyor.
Orta özellikteki bir teleskopla görülebilen NGC-4945, 13 milyon ışık yılı uzaklıktaki Erboğa (Centaurus) Takımyıldızının bir üyesidir. 1826 yılında İskoç Gökbilimci John Dunlop tarafından keşfedilen Gökada, 1880’lerde İrlandalı Gökbilimci John Louis Emil Dreyer tarafından derlenen genel bir katalogda yerini aldı.