Samanyolu’ndaki yıldızların dörtte birinden fazlası başka bir sistemden gelmiş. Yeni yapılan bir çalışmaya göre bu yıldızlar Samanyolu ile birleşen 6 cüce gökadaya ait. Büyük gökadaların daha küçük gökadaların birleşmeleri sonucu oluştuğu düşünülüyor.
galaksi
Jurassic Küme
Sabah kalktığınızda evinizin arka tarafındaki bahçede dinazor gördüğünüzü düşünün. Gökbilimciler tam da buna benzer bir gökada keşfettiler: 10 milyar yıl önce oluşmuş ve bir arada bulunan bir gökada kümesi. Bunlar birleşip büyük gökada oluşturmadan bozulmadan kalmış bir kümedir.
Evrenin İlk Yıldızları
Samanyolu dışında gizlenmeyi başarmış en ilkel yıldız ESO’nun Çok Büyük Teleskobu ile ortaya çıkarıldı. İlk yıldızların Büyük Patlama’dan yani bir süre sonra ortaya çıkmaya başladığı düşünülüyor. Bu yıldızlar hidrojen ve helyumdan oluşmuştur ve yapılarında metal elementler oranı çok azdır.
Chandra Kozmik Sırrı Aralıyor
Yandaki görüntü M31 ya da bilinen adıyla Andromeda Gökadasına ait. Görüntü Chandra (X-ışını), Spitzer(kızılötesi) ve Dijital İzleme-Digitized Sky Survey (görünür ışık) verilerinden oluşturuldu. Gökadanın merkezini gösteren sarı parlak bölge Chandra ile alınmıştır.
Hubble Düzeni Araştırması: Gökadalar Nasıl Oluştu?
İki gökbilimci evrendeki gökada türlerine ve gökadaların evrimine yönelik yeni bir çalışma yaptı. Gökbilimciler, Dr. Andrew Benson ile Dr. Nick Devereux gökadalarin 13 milyar yıllık gelişimini inceledi.
Gökadalar, birkaç milyon yıldızdan bir trilyon yıldıza kadar büyüklü küçüklü yapıda dağılım gösteriyor. Gökadaların sınıflandırılmasıyla ilgili ilk çalışma 1930’larda Edwin Hubble tarafından yapıldı. Hubble tarafından biçimlerine bakılarak yapılan sınıflandırmaya “Hubble düzeni” adı verilir.
Uzaydaki Av
NASA’nın Chandra X-Işınları Gözlemevi ile Magellan teleskopları ile ilk kez bir karadelik, avını pençesine düşürmüş olarak yakalandı. Orta boydaki bir karadeliğin yakınındaki bir yıldız kalıntısı olan beyaz cüce yıldızı kendine doğru çektiği ve yıldızı yavaş yavaş parçaladığı ortaya çıkarıldı. Böylesi bir olay –eğer onaylanırsa- ilk kez görüntülenmiş olacak.
Bu olay yaşlı yıldızların barındığı bir kümede olağandışı parlamaya başlayan bir ışık kaynağı sayesinde fark edildi. Chandra’ya ulaşan X-ışını yoğunluğu ile gökbilimciler teleskoplarını bölgeye yönelttiler.
Çarpışan Gökadalar
Yeni bir görüntü NGC-6872 ve IC-4970 gökadaları arasında süren çarpışmayı üç farklı teleskopla elde edilen verilerin birleştirilmesiyle elde edildi: Chandra ile X-ışını görüntüsü, Spitzer ile kızılötesi görüntü ve ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile de görünür ışık (kırmızı, mavi ve yeşil dalga boylarında) ile alınan görüntü. Gökbilimciler gökadaların merkezlerinde süper kütleli karadelikler bulunduğunu düşünüyor.
Çok Uzaklardan Çok Parlak Bir Gökada
Milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki bir gökada NASA’nın Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu’nun dikkatinden kaçmadı. 15 Eylül’de başlayan şiddetli parlamalarla gökada, görünen evrendeki en parlak gama ışını kaynağı oldu.
Gökbilimciler, 7.2 milyar ışık yılı uzaklıktaki Kanatlıat (Pegasus) takımyıldızındaki 3C-454.3 adlı aktif gökadanın bu görüntüsünü “muhteşem” olarak tanımladılar.
İtalya’daki Nükleer Fizik Enstitüsü’nden Gino Tosti, gökada içindeki karadelikte her neler oluyorsa çok yüksek hızlarla jet fışkırmaları algıladıklarını ve ve olağanüstü parlamanın nedeninin bu jetler olduğunu vurguluyor.
Terzan 5 Yıldız Kümesi
Gökadamızın Terzan 5 olarak adlandırılan yıldız kümesinin ayrıntıları ESO tarafından ortaya çıkarıldı. Kümeyi şişkin ve kalın bir toz bulutu kapatıyor. Bulut içerisindeki binlerce yıldızı adeta örtüp bizden gizlemeye çalışıyor. Bulutun bir genç gökada kalıntısı olduğu ancak Samanyolu’na karıştığı düşünülüyor. ESO’nun Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile Terzan 5’in tahmin edildiği gibi büyük bir küme olduğu ve Samanyolu’na sonradan katıldığı belirlendi.
Yamyam Gökada
ESO’nun Yeni Teknoloji Teleskobu (NTT-New Technology Telescope) ile kızılötesi görüntüler yeni bir teknikle işleniyor. İşte bu teleskopla 11 milyon ışık yılı uzağımızdaki Erboğa A dev gökadası görüntülendi. Gökbilimciler gökadayı aynı zamanda yamyam gökada olarak adlandırıyor çünkü şu sıralar küçük bir gökadayı yutmakla meşgul. NGC-5128 olarak kodlanan gökada ilk kez 1847 yılında John Hershcel tarafından keşfedilmişti.