ESA’nın Herschel Uzay Gözlemevi’ni kullanan gökbilimciler Dünya ve Neptün arası büyüklükte gezegenleri olduğu bilinen iki yakın gezegen sisteminde kuyrukluyıldız kuşağı olduğunu keşfetti. Kuyrukluyıldız depoları anlamına gelen bu tür kuşaklar daha içteki gezegenlerde yaşama destek sağlayan okyanusları oluşturabilir.
Önceki çalışmada Herschel, yakın yıldızlardan Fomalhaut’un çevresinde kuyrukluyıldız çarpışmalarından oluşan tozlu bir kuşak keşfetmişti.
Yeni çalışmada iki komşu gezegen sisteminde (GJ 581 ve 61 Vir) kuyrukluyıldız kuşağı olduğu belirlendi.
Herschel’in suyun donma sıcaklığının 200 C altında sıcaklığa sahip toz diskini bulması, bunların Güneş Sistemi’ndeki Kuiper Kuşağı’ndan 10 kat daha geniş bir alana yayıldığını gösterir.
Gliese 581 ya da kısaca GJ 581, gökadamızda en sık görülen yıldız tiplerinden M sınıfından bir cüce yıldızdır.
Daha önceki çalışmalar yıldızın sıvı suyu barındıracağı bölgede yani ‘yaşam alanında’ en az dört gezegen olduğunu gösterdi.
Güneş’ten biraz büyük olan G-tipi 61 Vir yıldızında ise iki gezegen olduğu biliniyor.
Her iki sistemdeki gezegenler “süper-Dünya” sınıfında, 2 ile 18 Dünya kütlesindedir.
İlginç olan ise her iki sistemde Jüpiter ya da Satürn gibi dev gezegenlerin olmaması.
Güneş Sistemi’nin erken döneminde Jüpiter ve Satürn arasındaki kütleçekimsel etkileşme nedeniyle birkaç milyon yıl iç gezegenlere kuyrukluyıldız akını gerçekleşmiş ve yüksek yoğunluktaki Kuiper Kuşağı incelmiştir.
Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Mark Wyatt: “Yeni gözlemler önemli bilgiler sunuyor: Bunlar, Güneş Sistemi’ndeki dev gezegenlere ve küçük Kuiper Kuşağı’na karşılık onlarda daha küçük kütleli gezegenler ve daha yoğun Kuiper Kuşağı olduğu” diyor.
“Biz Jüpiter gibi büyük gezegeni olmayan düşük kütleli gezegen sistemlerinde iç sisteme dönük kısa dönemli ağır bombardımanların yerine milyarlarca yıl daha az yoğunlukta bir kuyrukluyıldız yağmuru olacağını düşünüyoruz.”
Paris Gözlemevi’nden Dr. Jean-Francois Lestrade: “En az iki milyar yıl yaşında olan GJ 581 Sistemi’ndeki iç gezegenlere geçen zaman süresince kuyrukluyıldızlarca önemli miktarda su taşınmış olabilir. Bunun olması için yeterli zaman geçmiştir” diyor.
Bununla birlikte Herschel’in gördüğü tozun büyük bir kısmı, Neptün boyuıtlarında bilinmeyen bir gezegenin etkisiyle kuyrukluyıldızlar arasındaki çarpışmalar nedeniyle de oluşmuş olabilir.
“Bilgisayar benzetimleri bize, bu kuşağın yakın sistemlerden daha çok yıldızdan uzakta dolanan büyük bir gezegenin diski karıştırarak, diskin görebileceğimiz büyüklüğe gelmesinde rol oynadığını gösteriyor” diyor Dr. Lestrade.
ESA’nın Herschel projesi bilim ekibinden Göran Pilbratt: “Herschel gezegen sistemlerinin nasıl oluştuğunu ve geliştiğini anlamamıza yardımcı oluyor. Bu süreçte Jüpiter gibi dev gezegenlerin, gezegen sistemlerinin enkaz diskinin ve gezegenlerin evrimindeki rolünü de anlamamızı sağlıyor” diyor.