Mars ile Jüpiter arasındaki ana asteroit kuşağında bulunan Ceres çevresinde görev yapan NASA’nın Dawn aracı cüce gezegene ait yakın plan görüntüleri işlenmeye devam ediyor. Görevi Ekim 2018’de sona eren araç Ceres yüzeyine 35km kadar yaklaşmıştı. Elde edilen görüntüler eşliğinde araştırmacılar Ceres’in önemli bir sırrını çözmeyi başardı: parlak noktalar yüzeyin altından dışarı süzülen tuz tanecikleri.
Bilim insanları parlak alanların çoğunlukla sodyum karbonattan (sodyum, karbon ve oksijen bileşiği) oluşan birikintiler olduğunu keşfetti. Bu madde muhtemelen yüzeye süzülen ve buharlaşan sıvıdan kaynaklanıyor ve bu sıvı gerisinde tuz kabuğu bırakarak buharlaşıyor. Henüz bilinmeyen şey o sıvının nereden geldiği.
Dawn bilim insanları görevin sonuna doğru toplanan verileri analiz ederek sıvının derin bir tuzlu su deposundan veya tuzla zenginleştirilmiş sudan geldiği sonucuna vardılar. Ceres’in kütle çekimini inceleyen araştırmacılar cüce gezegenin içyapısı hakkında oldukça fazla bilgi sahibi oldular. Buna göre tuzlu su deposunun 40 km derinliğinde ve yüzlerce kilometre genişliğinde olduğunu belirlediler.
Ceres, dış güneş sisteminin bazı buzlu uydularında olduğu gibi, büyük bir gezegenin kütle çekiminin etkilerinden kaynaklanan iç ısınmadan yararlanamıyor. Ancak Ceres’in 92km genişliğindeki Occator kraterine (en geniş parlak alan) odaklanan araştırma Ceres’in diğer buzlu cisimler gibi su zengini olduğunu gösteriyor.
Bu parlak alanlar aynı zamanda da genç oluşumlar olduğunu gösteriyor. Eski alanlar bunlara göre daha koyu görünümdedir. Bazıları 2 milyon yıldan daha genç olan parlak alanlar jeolojik aktivitenin devam ettiğini gösteriyor.
Ceres’in yüzeyine su taşıyan tuzlar yüzlerce yıl içinde hızla kurur. Ancak Dawn’ın ölçümleri suların hâlâ olduğunu gösteriyor ki bu bilgi sıvıların yakın zamanda yüzeye ulaşmış olduğu anlamına geliyor. Böylece Occator krateri bölgesinin altındaki sıvının varlığı ve derin iç kısımdan yüzeye malzeme akışının sürdüğünün kanıtıdır.
Buradaki akışa neden olan etki ise kraterin oluşmasını sağlayan 20 milyon yıl önce oluşan bir çarpma. Çarpma etkisiyle oluşan ısının oluşturduğu çatlaklardan, etkisi birkaç milyon yıl içinde azalsa da yüzeye sıvı akışı devam etmektedir.