Kepler Mayıs 2013’de yaşadığı sorunları atlatarak bu yılın başlarında yeni görevine başlamıştı. Yeni projeye K2 adı verilmişti. Kepler K2 projesi ile yeni bir ötegezegen keşfetti.
Geçtiğimiz yıl Kepler’in dört tepkime tekerinden ikisini kaybetmişti. Uzay teleskopunun görevine devam edebilmesi için dâhiyane bir fikir ortaya atıldı. Güneş rüzgârının etkisiyle aracın dengelenip gökyüzünün farklı yerlerine bakıp yıldız, yıldız kümeleri, bulutsular gibi farklı gökcisimlerine de bakması amaçlandı. Fikir tuttu ve Dünya çevresindeki eliptik yörüngesinde dolanan aracın gözleri farklı yerlere de bakmaya başladı. Bu yeni bir görevdi ve K2 olarak adlandırıldı. K2 ile teleskop tek bir bölgeye bakmayı bıraktı.
K2’nin Şubat 2014’deki test çalışmaları sırasında alınan veriler açık hale getirildi. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden yüksek lisans öğrencisi Andrew Vanderburg bu verilerle yeni bir keşif gerçekleştirdi. Keşif daha sonra Kanarya Adaları’ndaki Nazionale Galileo Teleskopu’ndaki HARPS-North aletiyle yıldızın yaptığı yalpalama dikkate alınarak teyit edildi.
Doğrulanan gezegen Balık takımyıldızı yönünde, 180 ışık yılı uzaklıktadır. HIP 116454b adlı gezegen Dünya’nın 2,5 katı çapta ve Güneş’ten daha soğuk ve küçük yıldızına yakın yörüngesinde dokuz günde bir dolanmaktadır. Gezegen bildiğimiz yaşamı desteklemekten oldukça uzak sıcaklıktadır.
Bir gezegen yıldızının önünden geçerken yıldızdan gelen ışığın azalmasına neden olur. Kepler geçiş yöntemi adı verilen bu yöntemle gezegenleri avlar. Gezegen ne kadar küçükse ışığın azalma miktarı da o kadar küçük olur.
Mayıs 2013’de iki tepkime tekerini kaybeden Kepler uzun bir süre gözlem yapamamıştı. Bilim insanları ve mühendisler bu sorunun üstesinden çok ilginç bir yöntemle gelmeyi başardı. Tepkime tekeri olarak güneş ışığı basıncından yararlandılar. Sonuçta göreve tekrar başlayan Kepler artık K-2 olarak adlandırıldı. K-2 sadece gezegen avcılığı değil aynı zamanda yıldız kümeleri, gökadalar ve süpernovaları da izleyebilecek.
K-2 ile HIP 116454b gibi küçük bir gezegen keşfedilmesi ise işin tatlısı oldu. Gökbilimciler şimdi gezegenin karasal sulu ya da gaz içerikli olup olmadığını yoğunluğundan saptamaya çalışıyor.
NASA’nın Ames Araştırma Merkezi’nden Kepler/K2 görevi bilim insanlarından Steve Howell: “Kepler ile tüm gezegenlerin içinde Neptün ile Dünya arasında olanların daha fazla olması gerektiğini belirledik. Ancak bunlardan bizim Güneş Sistemimizde bulunmuyor. K2 ile karasal Dünya benzerlerinden tutun da Neptün büyüklüğüne kadar, sıcak ya da buzlu gezegenleri bulabiliriz” diyor.
K2 görevi resmi olarak Mayıs 2014’te göreve başladı. Bugüne kadar 35.000’den fazla yapılan gözlemlerle yıldızlar, yıldız kümeleri, yıldız oluşum bölgeleriyle ilgili veriler toplandı.