Teksas Üniversitesi gökbilimcileri Hawai’de bulunan Mauna Kea tepesindeki WM Keck Gözlemevi’ni kullanarak şimdiye kadar bilinen en uzak gökadayı belirledi. Keşfedilen gökada Büyük Patlama’dan sadece 700 milyon yıl sonra oluşmuş.
Hubble Uzay Teleskopu ile tespit edilen en uzak gökada adayları, üzerinde MOSFIRE aleti takılı 10 metrelik Keck Teleskopu ile ele alınarak en erken dönemde oluşmuş, en uzaktaki gökadayı belirlendi.
Teksas A&M Üniversitesi’nden Casey Papovich bu uzaklığa göre gökadanın, evrenin 13,8 milyar yıl olan yaşının sadece % 5’i zamanında oluştuğunu gösterdiğini ifade ediyor.
Gökbilimciler gökadaların evrimini saniyede 300.000 kilometre yol alan ışığı ölçü alarak inceler. Geçmişte yola çıkan bu uzak gökadaların ışıklarına bakarak onları görebilirsiniz. Buna karşılık bu gökadaları görmek alınan ışığın çok sönük olması nedeniyle oldukça zordur.
Çalışma ekibi baş yazarı Steven Finkelstein: “Gökadaların zamanla nasıl değiştiğini anlamak için çok uzak gökadaları bulmamız gerekir. Böylece Samanyolu’nun nasıl oluştuğunu da anlayabiliriz” diyor.
Gökbilimciler gökadaların evrimini ellerindeki en gelişmiş aletler ve yöntemlerle, adeta ‘şeytan ayrıntıda gizlidir’ prensibiyle uzayın en derin noktalarını araştırarak anlamaya çalışıyor.
Hubble’ın CANDELS verileriyle uzak gökadaların tanımlanması için renklendirme yöntemi kullanıldı. Finkelstein ekibi yaklaşık 100.000 CANDELS gökadası içinden tayfölçerle izlemek için z8_GND_5296 ve diğer onlarcasını seçti. “Bu yöntem iyi ama kusursuz değil” diyor Finkelstein. Daha yakın bir gökada sanki uzaktaymış gibi renklenebilir.
Gökbilimciler gökadaların doğru uzaklığını anlamak için Dünya’ya süzülen ışıklarının dalga boylarını tayfölçere düşürürler ve buradaki ‘kırmızıya kayma’ oranına bakarlar. ‘Kırmızıya kayma’ evrenin genişlemesi nedeniyle oluşur.
Ekip Dünya’daki en büyük iki optik/kızılötesi teleskoplardan olan Hawai’deki Keck I Teleskopu ile z8_GND_5296 uzak gökadasının kırmızıya kayma değerinin 7,51 olduğunu doğruladı. Bu ise gökadanın Büyük Patlama’dan sadece 700 milyon yıl sonra oluştuğu anlamına gelmektedir.
Keck I’e bu çalışma için yeni MOSFIRE aleti takıldı. “Cihaz harika. Son derece ayrıntılı olarak birden fazla cismi görebilirsiniz” diyor Finkelstein. “Keck Gözlemevi’nde iki gecede 43 gökadayı oldukça yüksek kalitede gözledik.”
z8_GND_5296 gökadasnın çok uzakta olmasının yanısıra Samanyolu’na göre 150 kat daha çok yıldız ürettiği de belirlendi. Bu kadar uzaklıkta ve gökyüzünün aynı bölgesinde bulunan başka bir gökadayla (kırmızıya kayma oranı 7,2) birlikte bu kadar yüksek oranda yıldız üretmesi ise ayrı bir rekor.
“Uzak evren hakkında yeni bilgiler ediniyoruz. Daha önce düşünülenden çok daha fazla yıldız üretebiliyorlar. Aynı bölgede benzer iki gökada varsa bunlardan gökyüzünde daha çok olması gerekir” diyor Finkelstein.
Z8_GND_5296, Keck verilerine ek olarak NASA’nın Spitzer Uzay Teleskopu ile kızılötesi dalga boyunda da görüntülendi. Spitzer yıldız oluşum oranını ve gökadadaki iyonlaşmış oksijen miktarını ortaya çıkarır. Ayrıca Spitzer gözlemleri daha yakındaki gökadaların ayıklanmasına da yardımcı olmaktadır.
MOSFIRE (Kızılötesi Keşfedilen Çok Cisim Tayfçekeri) görüntüleri ile 46’dan fazla eşzamanlı tayf alabilen son derece verimli bir araçtır. MOSFIRE uzak evrendeki gökadaların, gökadamızdaki yıldız kümelerinin ve karmaşık yıldız gruplarının çalışılmasını sağlayan oldukça yararlı bir araçtır.