Her büyük gökada da bir dev karadelik bulunur. Bu bilgi akla yeni bir soruyu getirir: bunları ne büyütüyor?
Doğu Avustralya’daki CSIRO Parkes Radyo Teleskopu ile yapılan gözlemsel verilerde kütleçekimsel dalgaların aranması süper kütleli karadeliklerin büyümesiyle ilgili sorunun çözümüne katkı sağlayacak gibi görünüyor.
Uluslararası Radyo Astronomi Araştırma Merkezi (ICRAR) ve Curtin Üniversitesi’nden Dr. Ramesh Bhat: “Kütle çekimi dalgalarını belki de ilk kez evrenin başka bir bilinmezini, büyük karadeliklerin büyümesi bilmecesini çözmek için kullandık” diyor.
“Karadeliklerin doğrudan görülmeleri olanaksız olmalarına karşılık gökbilimcilerin ellerindeki yeni silahlarla onların, dolaylı da olsa, yerleri ve büyüklükleri saptanabiliyor.”
Einstein’ın dile getirdiği kütle çekim dalgalarının hızı ve yönü birbiri çevresinde dolanan karadelik çiftleri gibi büyük yapılar tarafından değiştirilir.
Gökadalar birleştiğinde merkezlerindeki karadeliklerde birbiri çevresinde adeta vals ederek sonunda birleşme sürecine girerler.
Evren kurallarına göre oynanan böylesi oluşumlar beraberinde de kütle çekimi dalgaları oluşturur.
Gökbilimciler Parkes Radyo Teleskopu ile pulsar adı verilen ip gibi dizilmiş 20 küçük yıldızdan oluşan serideki kütleçekimsel dalgaları arıyor.
Pulsarlar uzaydaki son derece hassas saatler olarak bilinirler. Dünya’ya bir mikrosaniye içinde on kez ışık darbesi (yanıp sönme şeklinde) gelir.
Uzay-zamandaki bir alan üzerinde ilerleyen dalgalar nedeniyle bu bölgedeki cisimler arasındaki uzaklıklar değiştiğinden yeryüzüne varan darbe süresi de değişkenlik gösterir.
Parkes Pulsar Zamanlama Dizisi (PPTA) ve CSIRO ile Swinburne Üniversitesi arasındaki işbirliği verilerin 20 yıla yayılmasını sağladı. Elbette bu süre kütle çekimi dalgalarının tespiti için çok kısadır ama yine de iyi bir başlangıçtır.
“PPTA sonuçları arka plandaki kütleçekimsel dalgaların düşük olduğunu gösteriyor” diyor Dr. Bhat.
Arka plandaki kütle çekimsel dalgaların büyük ve küçük olması ne sıklıkla süper kütleli karadeliklerin birleştiğini ve ne kadar uzakta olduklarıyla ilgilidir. Yani bu etkenler birden fazla sınırlarla ilgilidir.”
PPTA verileriyle araştırmacılar karadeliklerin büyümesiyle ilgili dört modeli test etti. Bu modellerden sadece birinde karadeliklerin birleşme yoluyla kütle kazandığı görülürken diğer üçüyle ilgili çalışma sürüyor.
Dr. Bhat projeye ayrıca Murchison Geniş Bölge Dizisi (MWA)’nden de destek alacaklarını belirtiyor.
“Gökyüzünün geniş alanlarını görebilen MWA ile PPTA projesine yeni veriler eklenebilir. Böylece birçok pulsar gözlenerek bunların yeni ve ilginç özellikleri toplanabilecek” diyor Dr. Bhat.