1972 yılında Apollo 16 görevi ile Dünya’ya getirilen bir Ay taşına ilişkin yeni bir çalışma Ay’ın bilinen yaşından daha genç olabileceğini ortaya koydu. Çalışma aralarında Danimarka Kopenhag Üniversitesi Doğa Tarihi Müzesi’ndeki Yıldız ve Gezegen Oluşumu Merkezi’nden James Connelly’nde bulunduğu uluslararası bir ekip ile gerçekleştirildi. Çalışma Nature dergisinde yayınlandı.
Ay’ın kökeni ile ilgili öne sürülen kuramlardan en çok kabul göreni, güneş sisteminin oluşum döneminde ‘çocuk’ Dünya’nın büyük ve gezegen benzeri bir nesneyle çarpışması sonucunda oluştuğunu öne sürendir. Çarpışma ile ortaya çıkan enerjinin etkisiyle Ay soğuma dönemine kadar derinlerinden yüzeyine fışkıran sıcak ve sıvı magma akıntılarının etkisinde kaldı.
Ay soğuyunca hafif mineraller yukarıda olacak şekilde magma katılaşarak kabuğu oluşturdu. Bu antik kabuktaki kayalardan alınan örneklerin incelenmesi bilim insanlarına yeni bilgiler verdi.
James Connelly: “Biz Apollo 16’nın Dünya’ya getirdiği kayayı analiz ettik. Örnekler Dünya’ya getirildikleri tarihten bu yana NASA’nın Johnson Uzay Merkezi’nde saklanıyor. Çalışmamız için temiz bir örnek önümüzde vardı. Daha sonra yaptığımız incelemeyle örneğin beklenilenden 100 milyon yıl daha genç olduğunu belirledik” diyor.
Ferroan anorthosite ya da FAN olarak adlandırılan kaya Ay oluşumu kuramlarına göre Ay yüzeyindeki en eski örneklerdendi. Yeni rafine yöntemleri örneğin yaşının belirlenmesinde etkilidir. FAN’ın gerçek yaşının ortaya çıkarılması için Damimarka Doğa Tarihi Müzesi, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarı, Carnegie Enstitüsü Manyetizma Bölümü ve Blaise Pascal Üniversitesi’nden oluşan araştırma ekibince kullanıldı.
Ekibin kurşun ve neodymium izotopları ile yaş tayini yapılarak 4.36 milyar yıl sonucuna ulaşıldı. Böylece daha önceki 4.567 milyar yıllık tahmine göre Ay yaşı yaklaşık 200 milyon yıl daha genç çıktı. Bu sonuç Batı Avustralya’daki kabuk minerallerinden elde edilen yaş sonucuyla tutarlıdır.
Bu çalışmada ilk kez bir FAN örneğinden birden fazla izotop tarihlendirme yöntemi kullanılarak tutarlı bir yaş sonucuna ulaşıldı. Ortaya çıkan sonuca göre Ay daha önceki tahminlerden daha geç bir zamanda katılaşmış olduğu ya da Ay’ın önceden inanıldığından daha genç yaşta olan örnek, magmanın kristalleşmesinden oluşan bir ürünü temsil etmedğine ulaşılıyor. Her iki varsayımda da Ay’ın oluşumu için öne sürülen kuramların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.