Samanyolu’nun Temiz ve Düzenli Gökada Komşusu

Gökadaların çoğu tozla dolu olsa da, bazılarında nadiren gaz ve yıldızları arasında sarmal hareketler sergileyen ve ışığı geçirmeyen karanlık çubuklar şeklindeki kozmik is maddesi bulunmaktadır. Bununla birlikte, ESO’nun Şili’deki VLT Tarama Teleskopu üzerinde bulunan OmegaCAM kamerası ile alınan bu yeni görüntüye konu olan olağandışı nesne — IC 1613 adlı küçük gökada, tam bir temizlik delisi! IC 1613’te çok az miktarda kozmik toz bulunuyor, bu da gökbilimcilerin içeriğini tam olarak görebilmeleri için oldukça ideal. Bu sadece görünümle ilgili değil; gökadanın temizliği çevremizdeki Evren’i anlamak için hayati önem taşıyor.

IC 1613 cuce gokada
IC 1613 Balina takımyıldızı doğrultusunda bulunan bir cüce gökadadır. VST ile alınan bu görüntüde gökadanın alışılmadık güzelliği, etrafa saçılan yıldızları ve parlak pembe gazları ayrıntılı bir şekilde gözler önüne seriliyor (ESO).

IC 1613 Balina takımyıldızı doğrultusunda bulunan bir cüce gökadadır. VST ile alınan bu görüntüde [1] gökadanın alışılmadık güzelliği, etrafa saçılan yıldızları ve parlak pembe gazları ayrıntılı bir şekilde gözler önüne seriliyor.

Alman gökbilimci Max Wolf IC 1613’ün sönük ışığını 1906’da keşfetti. 1928’de yine Alman Walter Baade buradaki yıldızları ayırt edebilmek için Kaliforniya’daki Mount Wilson Gözlemevi’nde bulunan 2.5-metrelik daha güçlü bir teleskopu kullandı. Bu gözlemler sayesinde, yıldızları tek tek görebilen gökbilimciler gökadanın Samanyolu’na oldukça yakın olduğu sonucuna ulaştı.

IC 1613’ün gökyüzündeki konumu (ESO/IAU and Sky & Telescope).

Gökbilimciler o zamandan beri IC1613’ün aslında, aralarında Samanyolu’nun da bulunduğu 50’den fazla gökada içeren Yerel Küme’nin bir üyesi olduğunu doğruladılar. IC 1613’ün bize uzaklığı 2.3 milyon ışık-yılından fazla. Görece yakın olması nedeniyle yoğun ilgi görüyor; gökbilimciler gökadanın düzensiz bir cüce olduğunu ortaya çıkardı, ancak yine de diğer bazı cüce gökadalarda görülen özelliklere sahip değil, örneğin yıldızlardan oluşan bir disk gibi.

Bununla birlikte, IC 1613’ün şekilsel eksikliği, düzenli görüntüsüne yarıyor. IC 1613’ün uzaklığı hem gökada içindeki hem de Samanyolu’ndan olan görüş mesafesi boyunca az miktardaki toz nedeniyle — çok daha belirgin gözlemler yapılarak — oldukça yüksek hassasiyetle biliniyor.

IC 1613’ün uzaklığının kesin olarak bilinebilmesinin ikinci nedeni gökadanın iki tür dikkate değer yıldızdan çok sayıda içermesi: Sefeid değişenleri ve RR Lyrae değişenleri [3]. Bu yıldız türleri düzenli bir şekilde zonklamakta ve belirli aralıklarla büyüyerek daha parlak hale gelmektedirler (AD 1).

Yeryüzündeki günlük yaşantımızdan bildiğimiz üzere elektrikli lambalar ya da mum alevi bizden uzaklaştıkça daha sönük görünmeye başlar. Gökbilimciler bu basit mantıktan yola çıkarak — gerçek parlaklık denilen, parlaklık bilgileri mevcut olan — Evren’deki nesnelerin tam olarak ne kadar uzakta olduğunu bulmaya çalışıyorlar.

Sefeid ve RR Lyrae değişenlerinin özel yönleri parlama ve sönümlenme dönemlerinin doğrudan gerçek parlaklıklarına bağlı olmasıdır. Bu sayede, parlaklıktaki değişim hızları ile gökbilimciler gerçek parlaklıklarını ölçebilmektedirler. Daha sonra bu değerler görünür parlaklık ölçümleri ile karşılaştırılarak uzaklıkları ölçeğinde ne kadar sönük görünmeleri gerektiği hesaplanıp, mesafeleri ortaya çıkarılmaktadır.

Video 1
Video 2.

Gerçek parlaklıkları bilinen yıldızlar gökbilimciler için standart ışık kaynakları olarak adlandırılır. Bu, parlaklığı belirli olan bir mum alevinde gözlenen parlaklığın belirli mesafeler boyunca ölçüm aleti olarak kullanılmasına benziyor.

Gökbilimciler standart ışık kaynaklarını kullanarak — örneğin IC 1613 içindeki değişen yıldızlar veya daha büyük kozmik ölçeklerde gerçekleşen, daha az yaygın olan Tür Ia süpernova patlamaları gibi — bir kozmik uzaklık merdiveni geliştirmişlerdir ve bu evrenin derinliklerine kadar uzanmaktadır.

Onlarca yıl önce, IC 1613 gökbilimcilere Evren’in uçsuz bucaksız genişliğini ölçme konusunda yardımcı olmuştur. Küçük ve şekilsiz bir gökada için hiç de fena değil.

Notlar

[1] OmegaCAM Şili’deki Paranal Gözlemevi’nde bulunan VLT Tarama Telesopu üzerinde bulunan 32-CCD’den oluşan 256-milyon-piksellik bir kameradır. OmegaCAM ile alınan diğer görüntülere ulaşmak için buraya tıklayınız.

[2] Kozmik toz, karbon ve demirin yanı sıra moleküler yapıdaki daha büyük çeşitli ağır elementlerden oluşmaktadır. Toz sadece ışığı engellemekle kalmayıp, tozla-örtülmüş nesnelerin de görülebilmesini zorlaştırmakta ve tercihen mavi ışığı saçmaktadır. Sonuç olarak, kozmik toz, teleskopla gözlenen nesnelerin gerçekte olduklarından daha kırmızı görülmelerine neden olmaktadır. Bununla birlikte, daha az kızıllık, daha hassas gözlem yapılabilmesini sağlamaktadır.

[3] İki Macellan Bulutu dışında, IC 1613, içinde RR Lyrae türündeki değişenlerin bulunduğu tespit edilen Yerel Grup’taki tek düzensiz gökadadır.

ESO-Türkiye (Arif Solmaz, Çağ Üniversitesi – Uzay Gözlem ve Araştırma Merkezi, Mersin)

Önerilir...

Düşünceniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.