APEX öncül-kümedeki gizemli yıldız oluşumunu ortaya çıkardı
APEX teleskopunu kullanan gökbilimciler Evren’in erken dönemlerinde oluşan dev bir gökada kümesini görüntüledi ve burada gerçekleşen yıldız oluşumunun sadece toz tarafından engellenmediğini ayrıca beklenmedik yerlerde gerçekleştiğini de gözler önüne serdi. İlk kez yıldız oluşumunun bu tür bir nesne içerisinde mümkün olduğu konusunda fikir birliğine varılıyor.
Gökada kümeleri kütleçekim kuvveti tarafından bir arada tutulan Evren’deki en büyük nesneler olup oluşumları çok iyi anlaşılamamıştır. Örümcek ağı gökadası (resmi adıyla MRC 1138-262 [1]) ve çevresi ESO teleskopları ve diğer teleskoplarca [2] 20 yıldır araştırılmaktadır, ve on milyar yıl önce oluşum aşamasındaki bir öncül kümenin en iyi örneklerinden birine ev sahipliği yaptığına inanılmaktadır.
Ancak Helmut Dannerbauer (Vienna Üniversitesi, Avusturya) ve ekibi hikayenin henüz tamamlanmadığını düşünüyor. Yıldız oluşumunun karanlık tarafını ortaya çıkarmak ve Örümcek ağı gökadası içerisinde tozun arkasında gerçekleşen yıldız oluşum miktarını bulmak istiyorlar.
Araştırma ekibi Şili’de bulunan APEX teleskopu üzerindeki LABOCA kamerasını kullanarak Örümcek ağı gökadasını milimetre-altı dalgaboyunda gözledi – bu dalgaboyunda yayılan ışık kalın toz bulutları boyunca, onlardan etkilenmeden ilerleyebilmektedir. LABOCA geniş bir görüş alanına sahip ve bu tarama için mükemmel bir aygıttır.
Carlos De Breuck (ESO’da APEX proje bilimcisi ve yeni çalışmanın ikinci yazarı) şunu vurguluyor: “Bu şimdiye kadar APEX ile gerçekleştirilen en derin gökyüzü gözlemidir ve teknolojiyi son sınırına kadar zorlamaktadır – aynı zamanda yüksek irtifadaki, deniz seviyesinden 5050 metre yukarıda APEX yerleşekesinde çalışma sabrı gösteren bir ekip gerektirmektedir.“
APEX gözlemlerine göre Örümcek ağı bölgesinde, çevredeki alana göre dört kat daha fazla kaynak bulunmaktadır. Dikkatli bir şekilde verileri diğer dalgaboylarında gerçekleştirilen tamamlayıcı gözlemlerle birleştiren ekip, bu kaynaklardan çoğunun gökada kümesinden aynı uzaklıkta bulunduğunu tespit etti, bu sayede bunların oluşmakta olan kümenin bir parçası olduğu ortaya çıkarıldı.
Helmut Dannerbauer şöyle açıklıyor: “Yeni APEX gözlemleri bu mega yıldız şehrinde yaşayan sakinlerin tam bir sayısına ulaşmamız için gerekli olan son parçayı da eklemiş oldu. Bu gökadalar halen ouşum aşamasındalar, aynı Dünya’daki inşaat alanları gibi, buralar da, oldukça tozlu görünüyorlar.“
Ancak yeni tespit edilen bir yıldız oluşumu bölgesine baktıklarında ekibi bekleyen bir sürpriz vardı. Bu bölgenin gökadaya bağlanan geniş iplikçiklerin olduğu bölgede yer almasını bekliyorlardı. Tersine, çoğunlukla tek bir bölgede yoğunlaşmış olarak buldular, bu yer ise öncül küme içerisindeki Örümcek ağı gökadasının merkezinde bile değildi [3].
Helmut Dannerbauer son olarak şunları söylüyor: “Örümcek ağı gökadası içindeki gizli yıldız oluşumlarını bulmayı hedefledik – ve bunu başardık – ancak başka bir gizemi ortaya çıkardık; burası beklediğimiz yer değildi! Bu mega şehir asimetrik olarak büyüyor.“
Hikayenin devamı için daha fazla gözlem gerekiyor – ALMA ise sonraki adımların atılması ve bu tozlu bölgenin çok daha detaylı bir şekilde araştırılabilmesi için mükemmel bir alet.
Notlar
[1] örümcek ağı gökadası süper kütleli bir gökada içermektedir ve bu güçlü bir radyo dalgası kaynağıdır – ki bu sayede gökbilimciler tarafından ilk kez dikkat çekilmiştir.
[2] Bu bölge farklı ESO teleskoplarınca 1990’ların ortasından bu yana yoğun bir şekilde gözlenmiştir. MRC 1138-262 (Örümcek ağı) radyo gökadasının kırmızıya kayma (ve dolayısıyla uzaklık değeri) ilk kez La Silla’da ölçülmüştür. VLT üzerindeki ilk ziyaretçi modu FORS gözlemleri öncül kümeyi keşfetmiştir ve sonradında yapılan gözlemlerde ISAAC, SINFONI, VIMOS ve HAWK-I kullanılmıştır. APEX LABOCA verileri ise ESO teleskoplarından alınan optik ve yakın kırmızı-ötesi veri setlerini tamamlamıştır. Araştırma ekibi ayrıca 12 saatlik VLA görüntülerini kullanarak optik görüntülerdeki LABOCA kaynaklarını çapraz belirleme işlemine tabi tutmuşlardır.
[3] Bu tozlu yıldız oluşumları bölgelerinin bugün etrafımızdaki yakın gökada kümelerinde görülenler gibi, eliptik gökadalara evrildikleri düşünülmektedir.
ESO-Türkiye (Arif Solmaz, Çağ Üniversitesi – Uzay Gözlem ve Araştırma Merkezi, Mersin)